Bugün sabah güne acıyla uyandık. Kuzey Irak’ta görev başındaki kahraman Mehmetçiklerimizden 12’si, metan gazı sızıntısına maruz kalarak şehit oldu. Yüreğimiz yandı. Bir kez daha anladık ki bu vatan, sadece sınırda değil, her karışında bedel ödeyerek ayakta duruyor.
Şehadet, Mehmetçik için bir kaderdir belki. Ama bu kaderin ağırlığı milletin yüreğine her düştüğünde daha da ağırlaşıyor. 12 genç fidan… Kimisi annesinin kuzusu, kimisi bir nişanlıyı yarım bırakan yar, kimisi henüz çocuk yaşta hayal kurmaya başlamış bir delikanlıydı. Şimdi toprağın altında, bayrağın altında ve dualarımızın en yücesindeler.
Türkiye olarak güçlü bir ülkeyiz. Evet, düşmedik, düşmeyeceğiz. Ama her şehit haberinde içimize çekilen o yangın, sadece bir eve değil; bir millete düşüyor. Bu ateş, sokakta yürüyen yaşlı bir amcanın gözünde, okul yolundaki bir çocuğun sessizliğinde, haberleri sunarken sesi titreyen spikerin dudaklarında kendini gösteriyor. Çünkü biz, millet olarak bir bütünüz. Evlatlarımız da ortak değerimiz, ortak acımız.
Böyle zamanlarda birliği, sabrı ve feraseti elden bırakmamalıyız. Askerine, polisine, sınırda görev yapan her evladına dua eden, destek olan bir millet olmanın gururunu, her zorlukta omuz omuza vererek göstermeliyiz.
Başta şehitlerimizin aileleri olmak üzere, tüm milletimizin başı sağ olsun. Allah sabırlar versin. Aziz şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Unutmayacağız. Unutturmayacağız.