Şehitkamil Belediye Meclis toplantılarını 6-7 aydır hiç kaçırmadan takip ediyorum.
Bu süreçte çok fazla haber yaptım, tartışmalara, hatta kavgalara şahit oldum. Ama geçen cuma günü yapılan Meclis’teki haber yoğunluğu kadarını hiçbir toplantıda görmedim. Tartışmalar belki diğerlerine göre daha az şiddetliydi ama haber yoğunluğu o kadar fazlaydı ki, hangisini yapacağımı şaşırdım. Anlık olarak çok önemli gördüğüm dört haberi hemen sizlerle paylaştım.
Tabii arada kaynayan o kadar çok haber, o kadar çok atışma, söz oldu ki… Bugünkü yazımda, o gün sizlere yansıtamadığım ama Gaziantep siyaseti ve Şehitkamil açısından çok önemli gördüğüm detayları kaleme alacağım.
Mesela, Başkan Umut Yılmaz’ın “Beni konuşturmayın” çıkışı, Mehmet Haz’ın “Ben yalan söylemem” haykırışı, Ersin Atar’ın “Ben şikayetçi olsam şimdi içerideydin” göndermesi…
Umut Yılmaz’dan başlayalım.
AK Parti’ye geçiş sürecinin uzaması ve belirsizliğin giderek artması, kendisinde stresli ve sinirli bir ruh hali yaratmış gibi görünüyor. İstifasının ardından, kritik Şekabel yetkisi oylaması nedeniyle aylar sonra ilk kez Meclis toplantısına katıldı. Bu kararında, Yeniden Refah Partisi’nin o maddede red oyu vereceğini öğrenmesi etkili oldu. Bir oya bile ihtiyaç duyduğu için Meclis’e geldi. Teklif bir oy farkla kabul edildi.
CHP’li Meclis Üyesi Kadir Yemişen’in Umut Yılmaz’a yetki verilmesi yönünde oy kullanması, Ali Cem Tepe’nin ise Meclis’e katılmaması sayesinde madde 20’ye 19 oyla geçti. Eğer Kadir Yemişen red verseydi, bir oy farkla Şekabel yetkisi yine kabul edilmeyecekti. CHP içindeki bu fire sonrası hem Yemişen’in hem de Tepe’nin, ihraç edilmeyi beklemeden 8 istifacı arasına katılması bekleniyor. Böylece CHP’nin sandalye sayısı 15’e düşecek, bağımsız sayısı ise 10’a yükselecek. Cumhur İttifakı’nın 15 üyesiyle birlikte değerlendirildiğinde, bu tablo Umut Yılmaz’ı artık Yeniden Refah’a muhtaç olmaktan çıkarabilir.
Bu arada, bir oy için bile hesap yapılırken, daha önce Umut Yılmaz ile birlikte CHP’den istifa eden Burak Kaya’nın Meclis’e katılmaması da dikkat çekici oldu. Kaya’nın yokluğu hakkında gün boyunca çeşitli dedikodular dolaştı.
Gelelim Umut Yılmaz’ın Meclis’te söylediği ama kamuoyuna pek yansımayan o üç cümleye.
Daha doğrusu, “Beni konuşturmayın” derken ne demek istediğine…
İlki, Dülük Mahallesi’ndeki imar tadilatına karşı çıkan CHP’lilere yönelik söylediği,
“Burası gündeme geldiğinde, ‘Benim arsamı da bari içine kat’ diyenleri açıklamam mı gerekiyor?” sözleri.
Yılmaz, bu sözleriyle Sam Köyü’nde arazileri bulunan Mehmet Sucu’yu kastetmediğini açıkça ifade etti. Ancak Ersin Atar’ın “O zaman kim olduğunu açıkla, herkes bilsin” demesi, Yılmaz’ın CHP’li bir ismi işaret ettiğini düşündürdü. O isim kulislerde konuşuluyor ve önemli bir mevkide. Ancak ne kadar doğru, bilinmez.
İkincisi:
“Beni konuşturmayın, ben daha söyleyeceklerimin üçte birini anlattım. Her şey konuşulmuyor, anlatılmıyor. Beni sırtımdan vuranlar, savcılığa gidip itirafçı olanlar, beni cezaevine gönderip başkanlık koltuğuna oturmak için plan yapanlar var.”
Bu sözlerin üzerine Ersin Atar’ın verdiği yanıt ise dikkat çekiciydi:
“Kimi kastettiğini bilmiyorum ama, eğer ben 23 Ocak’ta şikayetçi olsaydım, bildiklerimi anlatsaydım, sen şimdi içerideydin. Senden Ak Parti İlçe Başkanı şikayetçi oldu.”
Yılmaz’ın burada kastettiği kişinin, bir milletvekilinin akrabası olduğu da kulislerde iddia ediliyor.
Üçüncüsü ise Şekabel yönetimiyle ilgili tartışmalar sırasında geldi:
“Ne garip ki, bu maddeyi tartışanların, yönetime girmek için benden talepte bulunmalarını anlayamıyorum.”
Umut Yılmaz’ın burada, maddeye red oyu veren Yeniden Refahlı bazı isimleri kastetmiş olabileceği düşünülüyor.
Ne olursa olsun, Şehitkamil Belediye Başkanı gibi önemli bir makam sahibinin bu tür konularda “konuşurum, söylerim, açıklarım” gibi üstü kapalı tehditlerde bulunmak yerine, bildiklerini açıkça kamuoyuyla paylaşması çok daha doğru olur.
Kaldı ki, görünen o ki, aylar sonra meclise gelen ve oldukça gerilimli bir oturuma başkanlık eden Umut Yılmaz için asıl sıkıntı, Ak Parti’ye olası katılımının ardından başlayacak. Karşısında çok sert bir muhalefet yapmaya hazırlanan CHP’li meclis üyeleri ve yeni devreye giren Melih Meriç var. Eğer Hasan Öztürkmen ve İl Başkanı Reis Resioğlu da muhalefete katılırsa, sadece Umut Yılmaz için değil, Şehitkamil ve Büyükşehir Meclisi için de yeni bir dönem başlayacak demektir. Olası bir katılım, Gaziantep siyasetinin mevcut dengesini bile değiştirebilir.
AK Parti cephesi açısından tablo nasıl?
Gaziantep FK’ya 100 milyon TL bağış meselesinde Umut Yılmaz, “Böyle bir rakam konuşulmadı. Nereden çıktı bilmiyorum, Melih Meriç’in uydurması” derken, Ak Parti Grup Başkanı Mehmet Haz, “Ben yalan söylemem. 100 milyon TL’yi duydum” diyerek iki kez vurguda bulundu. Bu sözler, CHP’li Meclis üyelerinden dahi alkış aldı.
Ak Parti grubu, şu an İl Başkanlığı’ndan gelen talimatla Umut Yılmaz’ı Meclis’te destekliyor gibi görünse de, bu desteğin içselleştirilmediği çok açık. Savunmakta zorlandıkları belli. Grup kararı gereği pozisyon alıyorlar, o kadar… Şimdilik, Umut Yılmaz ile CHP’liler arasındaki söz düellosunu izlemekle yetiniyorlar. Sadece Dülük’teki tadilatın askı süreci hakkında Murat Özgüler söz aldı, Mehmet Sucu ile tartıştı ve Meclis’i bilgilendirdi.
Bir başka dikkat çekici an ise Umut Yılmaz’ın Mehmet Sucu’ya “Büyükşehir şirket yönetiminde kabul oyu verdin mi, vermedin mi?” sorusu oldu. Bu, Ak Partili üyeler açısından tam bir şoktu. Mehmet Haz’ın bu tartışma sırasında söylediği “Şehitkamil Meclisi’ndeyiz, ikide bir Büyükşehir Meclisi lafını kimse kullanmasın” çıkışı da, aslında Umut Yılmaz ile Ak Parti grubunun arasında ciddi meseleler olduğunun kanıtı.
Sonuç olarak:
Cuma günü mecliste yaşananlardan sonra şunu net şekilde söyleyebilirim ki, Şehitkamil’de asıl film şimdi başlıyor. Son beş ayda yaşananları unutun. Asıl hareketlilik şimdi başlıyor.
Ama işin gerçeği şu:
Şehitkamil’in hizmete ihtiyacı var. Bence şu anda en acil ilgilenilmesi gereken konu da bu.