Hafta sonu eşime, “Bu kez market yerine pazara gidelim” dedim. Sonuçta pazarların daha uygun olduğunu yıllardır böyle bildik. Üreticiden halka, aracısız satış… Hem taze hem hesaplı… Öyle değil mi?
Öyle değilmiş!
Markette 5 TL olan maydanozun pazarda 15 TL olduğunu görünce gözlerime inanamadım. Salatalık markette 20 TL, pazarda 30 TL… Domates, biber, patlıcan; meyve deseniz hiç sormayın… Fiyatlar adeta uçmuş gitmiş. Hem de pazarda!
İnsan ister istemez soruyor:
Bu belediyeler marketleri denetlerken pazar yerlerini unutuyorlar mı?
Market rafları tek tek inceleniyor, fiyat etiketlerindeki her kuruş takip ediliyor. Peki ya pazar tezgâhlarında durum ne? Fiyat tabelası koyan var koymayan var… Kimi ürünü başka ürün diye satıyor… En önemlisi, uçmuş gitmiş fiyatlara kim dur diyecek?
Pazarcıların çoğunun vergi levhası yok, dükkân kirası yok, elektrik – su faturası yok… Ama fiyatlara bakıyorsunuz, marketlerle yarışmıyor; resmen onları sollamış!
Vatandaş haklı olarak isyan ediyor:
“Pazara gidiyoruz, cüzdan değil yürek yanıyor!”
Hani pazarlar dar gelirlinin dostuydu? Hani pazara gidince file doluyor, hesap yüz güldürüyordu?
Demek ki denetim olmayınca, sistem işlemez hale geliyor. Oysa pazarcının da tüketicinin de hakkını korumak belediyelerin görevi. Tezgâh tezgâh dolaşıp fiyat kontrolü yapmak, etiket zorunluluğu getirmek şart oldu artık.
Bu millet zaten ekonomik olarak sıkıntıda… Bari pazarda nefes alsın!
Pazarlara acil denetim gerekiyor!
Fiyatlara çeki düzen verilmeli!
Vatandaşın cebini değil, geleceğe olan güvenini güçlendirmek lazım!
Unutmayalım: Denetim yoksa, düzen de yoktur.