Asimilasyon, dışarıdan gelenlerin, iç veya uluslararası göç yoluyla, kendi kültürel değerlerinden giderek uzaklaştıkları ve ev sahibi toplum veya alınan kültürel normlarını ve davranışlarını benimseyip asimile olacağı süreci ifade eder. Bu güncellik, Gaziantep'i ele almada "kimlik" tanımının pek çok farklı kavram ve bilim dalı ile ilişkisi nedeniyle üzerinde anlaşmaya varılmasının zor olduğu biliniyor ancak ‘kimlik’ en basit anlamıyla “ben kimim ve kendimi ne ile ifade etmekteyim?” sorusuna verilen cevaptır.

Gaziantep’te 31 Mart 2024 Yerel Seçimler’de AK Parti yönetimi 358 bin oy, CHP yönetimi 259 bin oy, YRP Parti yönetimi 159 bin oy, DEM Parti 50 bin oy ve Zafer Parti yönetimi 23 bin oy aldı.

İlk 5 partiyi gördüğünüzde şehrin çok kültürlü dokusu ve renkleri hakkında ne düşündünüz? Eğer Gaziantep'teki tüm siyasiler, ideolojik yapı ne olursa olsun, bu seçmene bütünsel bir şekilde hitap edeceklerine bakılırsa, ne tür konuşmalar hazırlanmalılar ya da bu mümkün mü? Sizce Gaziantep çok kültürlülükle baş edebilir mi? İktidarın göçmen politikası gidişatından beri göz ardı edilen ve 23 bin kişinin de oy verdiği "asimilasyon tehlikesi" meselesine ilişkin tabloya bir bakalım. Demokrasi Meydanı'nda 23 bin kişinin toplandığını düşünelim… 23 bin kişiye tatmin edici sosyolojik çöküntü üzerine ve bunun topluma yansımaları üzerine nasıl bir seçilen siyasi görüş nasıl konuşma hazırlanmalıdır? Tarihsel süreç boyunca farklı kültürel, ırksal ve sosyal yapıya sahip toplumlarda bir arada yaşayabilme her zaman çözülmesi gereken önemli bir sorun olmuştur.

Yazar Nurettin Topçu,  ‘Sosyoloji’ kitabında “Sosyoloji, bizim vatandaş olarak daha mükemmel yetişmemizi sağlayıcı bilgiler veriyor. İnsan, içinde yaşadığı cemiyet realitesini iyi tanıdığı nisbette ona hizmetlerde bulunabilir, onu sevebilir ve şuurla bağlanabilir. Bu sebeptendir ki sahip olduğu millet ve memleket davasının icbariyle idamını gülerekten karşılayan fikir ve ideal şehidinin mertebesi, harpte ölen şehitlerin mertebesinden başkadır, bu ölümlerin değeri aynı değildir” ifade etmiştir.

Bu sözlerde anlatmak istediği açıktır.

Topçu’nun ‘Sosyoloji’ kitabında diğer sevdiğim ve altını çizdiğim, üzerinde uzunca düşündüğüm diğer bir alıntısı ise “Cemiyet hayatında bedbaht olan insan için yalnız bir kurtuluş yolu vardır, o da yeniden tabiata dönmektir.”

Gaziantep’in çeşitli olumsuz yönetim biçimi nedeniyle çarpık yapılaşma sorunu üzerine şehrimizde sizce tabiata dönmek mümkün olabilir mi? Öyle siyasi cemiyet hayatı var ki bu alıntıdan sizce ders çıkarır mı?