Ligin sonu, kupa finali, Selçuk İnan'in istifası falan derken bir anda ana gündemimiz spor oldu. Sporla ilgili aslında yazacak çok şey var da, elimden geldiğince konuları kısaltarak, meselelerin özüne inerek ele almaya çalışacağım.
Bir yanda düşük bütçeyle ve kısıtlı kadroyla, hem finansal, hem de sportif açıdan mucizeler yaratan Memik Yılmaz ve yönetimi...
Diğer yandan bu mucizede ciddi katkısı bulunan Selçuk İnan'ın istifası...
En önemlisi de çarşamba günü Gaziantep'te yapılacak olan kupa finali...
Memik Yılmaz ve yönetiminden başlayalım.
Kimsenin almadığı bir dönemde kulübü sahiplenen Memik Yılmaz'ın, beklentilerin çok ötesinde bir başkanlık yaptığı konusunda herkes hemfikir. Bir yandan Mehmet Büyükekşi ve Cevdet Akınal'ın yarattığı finansal enkazı temizlemek, diğer yandan da sportif anlamda başarıya ulaşmak kolay değildi. Memik Başkan, yönetimine aldığı genç isimlerle 2 sezondur dağ gibi borçları temizlerken, ligin en düşük bütçeli takımıyla orta sıralar takımı olmayı başardı.
Burada, başta Fatma Şahin ve Cengiz Şimşek ile diğer belediye başkanlarının katkıları da unutulmaz.
Şu bir gerçek. Futbol 10-15 yıldır dünyanın en büyük endüstrisi. İddia, bahis, menajer, transfer derken, dünyada en büyük paranın futbolda döndüğü aşikar. Bu kadar büyük paranın döndüğü futbol endüstrisine, dipsiz kuyu benzetmesi yapsak abartı olmaz. Öyle bir derin kuyu ki, ne atsan yiyor, emiyor. Hele paranın sonu yok.
Futbolun tamamen para gücüne dayandığı böyle bir azgın ortamda ayakta kalmanın yolu, kendi yağında kavrulmaktadır. Bunun da yolu tabi ki altyapıdan geçiyor.
İşte burada Selçuk İnan'a geçmek istiyorum. Gaziantep FK'da başarılı 1.5 yıldan sonra görevinden istifa etti. Yönetim kurulu da kabul etti.
Aslında, yönetim ile Selçuk İnan arasında bazı ciddi problemler özellikle bu sezon baş gösterdi. Ancak, başarılı sonuçlar krizleri unutturdu. Sorunların kökenine inmek lazım.
Yönetim kurulu, haklı olarak Selçuk İnan'dan altyapıya eğilmesini, orada yetenekli olduğunu düşündüğü 3-4 oyuncunun yavaş yavaş oynatılıp, Türk futboluna kazandırılmasını istedi. Selçuk İnan, yönetim gibi düşünmedi, hazır oyuncularla lige devam etti. Sportif başarı gelince yönetim konuyu kapattı.
Bu azgın ve dipsiz kuyuya benzeyen futbol ortamında, ayakta kalmanın yegane yolu altyapı gerçeğiyken, yönetimin altyapı fikri de bu anlamda yüzde yüz doğruydu. Altyapın başına Kürşad Daloğlu gibi, 12-13 yaşından beri futbolun tozunu yutan, önce sahada, sonra kulübede görev yapan bir spor adamını görevlendirdi. Ardından, 3-4 oyuncudan ışık olduğu haberleri gelmeye başladı. Ancak, her ne hikmetse Selçuk İnan bu isimleri hiç düşünmedi.
3-4 haftadır rahatladığımız şu periyodda, 10'ar, 15'er dakika bu gençlere görev verilse, onların özgüvenleri yerine gelse, önümüzdeki sezon için en az birisini kazanacak olsak, kötü mü olurdu? Bu gençler en az Daubin kadar katkı verirlerdi. Mesala, Yunan Kaleci Dioudis’in sakatlığında Mustafa Burak Bozan'ı kazanmadık mı? Kazandık ama, bir anda niye kesildi kimse anlamadı. Son Alanya maçında maçında Dioudis’in yediği manidar golü de gördük!!!
Selçuk İnan'ı, 1.5 yıllık performansıyla başarılı bulsam da, geleceğe hiç yatırım yapmaması ve günü kurtaracak oyuncuları tercih etmesinden dolayı hep eleştirdim.
İşte bu ortamda, Gaziantep FK'nın önüne tarihi bir adım çıktı.
Gaziantep futbolu, yıllarca başarılı teknik adamlar çıkardı. Sakip Özberk, Nurullah Sağlam, Hüseyin Kalpar, Mehmet Şahan, Ali Güneş, Erol Azgın, Faik Demir, daha kimler kimler...
Hepsi en üst seviyeden en alt seviyeye, 1. Lig'den 3. Lige kadar tüm kategorilerde görev yaptılar. Şu anda liglerde Gaziantepli teknik adam var mı? Erdal Güneş çıktı, sabredemedik, şimdi A Milli Takım altyapısında.
Her kriz yeni fırsatlar doğurur sözünden hareketle, Gaziantep FK, Selçuk İnan ile ayrılığı fırsata çevirmeli, kendi öz çocuklarına artık kapıyı ardına kadar açmalı. Sezon sonuna kadar takımın başında Kürşad Dağoğlu olacak. Yönetim, şimdiden açıklama yapmalı, sezon sonuna kadar değil, önümüzdeki sezonun hocasının da Kürşad Dağoğlu olduğunu kamuoyuna beyan etmeli. "3 maçlık performansına bakacağız" diye değil, "Yeni sezon teknik direktörümüz Kürşad Dağoğlu" diye açıklama yapmalı ki, bu hem Kürşad Hocaya, hem altyapıya, en önemlisi de şehre mesaj olsun.
Eminim Kürşad Hoca'da, ne idüğü belli olmayan 3 kuruşluk yabancılara görev vermek yerine, altyapı oyuncularını tercih eder, kulübü ciddi maddi külfetlerden kurtarır. Nereye kadar Fatma Şahin'den Cengiz Şimşek'den, sanayicilerden para isteyeceksiniz. Organize'nin hali ortada. Acı ama, deniz artık bitti.
Bu ortamda yapılacak en doğru hamle, özüne dönmek, kendi evlatlarına güvenmek, onlarla savaşmak.
Elbette mağlubiyetler, başarısızlıklar olacak. Ama, sabredilirse inanın başarı sürdürülebilir hale gelecek. Sistem oturacak, böylece, hem Gaziantep kazanacak, hem Türk futbolu kazanacak. Çok degil, altyapıdan yılda 2 futbolcu kazanmak demek, denk bütçe, kalıcı başarı ve kendi yağında kavrulmak anlamına gelir.
Bu anlamda yönetim kurulunu, Kürşad Dağoğlu ile önümüzdeki sezonun planlarını yapma konusunda göreve davet ediyorum.