Gaziantep… UNESCO tarafından tescillenmiş, dünyanın gastronomi başkentlerinden biri. Yeme-içme kültürümüz, yüzlerce yıllık tariflerimiz ve lezzetlerimizle övünüyoruz. Ancak ne yazık ki, bu toprakların itibarını zedeleyen, midemizi bulandıran olaylar yaşanmaya devam ediyor.
Şahinbey ilçesinde zabıta ekiplerinin yaptığı denetimlerde ortaya çıkan bozuk et skandalı, hepimizi derinden sarstı. Düşünün ki, vatandaşın sofrasına bozuk etleri ulaştırmak için özel düzenek kurmuş bir kasap… Bu, sadece ahlaki bir çöküş değil, aynı zamanda sağlığımıza yönelik açık bir tehdit. Hele ki gastronomi kenti Gaziantep’te böyle bir rezaletin yaşanması, kabul edilemez!
Artık kendimize şu soruyu sormak zorundayız... Kime güveneceğiz? Hangi kasaptan et alacağız? Hangi restorana gönül rahatlığıyla gideceğiz? İş öyle bir noktaya geldi ki, birebir tanıdığımız, güvendiğimiz insanlardan alışveriş yapmak dışında çaremiz kalmıyor.
Burada Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’na da bir parantez açmak gerekiyor. Onun başlattığı yoğun denetim çalışmaları sayesinde bu mide bulandırıcı düzenek ortaya çıkarıldı. Tebrikler… Ama yetmez! Çünkü bu tür olaylar, birkaç cezayla ya da mühürlemeyle sona ermiyor. Sorunun kökten çözülmesi için caydırıcı cezalar şart.
Gaziantep, dünyanın gözbebeği. Her yıl binlerce turist, kebabımızı, baklavamızı, beyranımızı tatmak için şehrimize geliyor. Ancak böyle skandallar, sadece insan sağlığını değil, şehrimizin marka değerini de yerle bir ediyor. Gastronomi turizminin belkemiği olan güveni kaybettiğimiz anda, geriye sadece bozulmuş bir itibar kalır.
Benim tek dileğim; bu şehirde bir daha böyle rezaletlerin yaşanmaması. Denetimler artmalı, cezalar ağırlaştırılmalı ve halk olarak da alışveriş yaptığımız yerleri sorgulamalıyız. Çünkü Gaziantep’in adı, bozuk etle değil, dünya mutfaklarının zirvesinde anılmaya devam etmeli.