Ataerkil bir toplumda, kadın gazeteci olmak değil ‘Kadın ‘ olmak zor.

Daha anne karnındayken ötelenmeye başlayan kız çocuğu , ‘ neden erkek doğurmadın ‘ baskılarıyla karşı karşıya kalan ‘anne’…

İnsanların kaderi doğmadan çizilir derler doğru.

Erkeklerin kaderini –para-babaları, kızların kaderini, aslında sınırlarını ‘bütün erkekler ‘ çizer. Erkekler kendi talepleri doğrultusunda yaşarken, kadınların toplumda söz sahibi olan-olmayan bütün erkeklerin onlar için belirlediği sınıra göre yaşar.

Kadınlar ‘adam akıllı ‘ konuşmalı ‘ doğru düzgün ‘giyinmeli, kahkaha atmamalı, en kısa haliyle ‘kadının varlığı erkek tarafından fark edilmemeli ‘

Böylesi algıların olduğu toplumda, kadın olmak doğuştan gelen en ağır yükken, kadın gazeteci olmak bir yerde ‘dik başlılığı’ en tatlı hafifliği sanırım. Aklınızın bir şeylere yeteceği vakitten itibaren toplumun kız çocuğuna, ergin kıza, kadına bakışı ortadayken, bunu fark ettiğiniz andan itibaren durumun tam da karşısında duruyorsanız en güçlü ‘Amazon ‘ sizsiniz.

Elin hamuruyla fotoğraf makinasını eline alıp sokağa çıkan kadın gazetecinin karşısına en önce ataerkil toplum zihniyetinin kalıplarından oluşan engeller çıkıyor. Gözümün önüne İranlı kadın gazetecilerden bir programda çekilmiş fotoğrafı geliyor. Kadın gazeteciler programı halılar üzerine oturarak takip ediyor, diğerleri koltuklarda…

Orası İran’sa burası Türkiye. İranlı kadının elindeki hamur ile Türkiyeli kadının elindeki hamur aynı. Kadının elinin hamuru…

Kadınlardan bahsederken erkekler, kadınlardan bahseden kadınlar. Kimse insan olmaktan bahsetmiyor. ‘Bilim ADAMI’ olmak isteyen kadınlardan bahsediyorlar. Bilimin bile ‘adamı’ olurken ‘insanı’ olamadı.

Kadınların önünde onların en öteye iten düşünce, o düşüncenin dolandığı beynin sahibi erkekler var, kadınların önünde kadınları öteleyen kadınlar var!

Sanırım kadın olmanın ‘yanlış’ bir şey olmadığını, kadınların da her mesleği yapabileceğini önce kadınlarla anlatmalıyız.

Kadın yeri geldiğinde kendi dünyasını büyütür rahminde ve doğurup salar dünyaya.

Kadın doğurduğu dünyayı mı değiştiremeyecek ?