“Gaziantep’in sahibi yok” dediğimizde, özellikle kentin siyasi söz sahipleri bozuluyor, üzülüyor. Ne zaman yazsak, sitemlerini bildiriyorlar.
Oysa gerçekler ortada. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin dışında, Gaziantep’in kronik sorunları için Ankara’da yapılan “dostlar bizi görsün” ziyaretlerinin dışında bir icraat, maalesef yok. Fatma Şahin de tek başına bir yere kadar.
Fatma Şahin milletvekili ve bakan olduğu günlerde, bürokrasi üzerinde ağırlığını gerektiği zaman en sert şekilde kullanma iradesini gösterebiliyordu.
Mesala, 2012’de Gaziantep yine elektrik altyapı problemleri çekerken, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, bakın o günlerde TEDAŞ müdürüne nasıl çıkışmıştı: “Müdürüm hikaye okuyorsun... Senin para problemin yok, yönetim problemin var. Ya yapacaksın ya gideceksin!. Eğer bir ay içinde bir gelişme olmazsa, gereğini yaparız. Bu millet hizmet bekliyor…”
Şimdi hizmette gereğini yapamayana, görevini ihmal edene karşı aynı çıkışı yapabilecek varsa söyleyin bilelim…
Son elektrik meselesinde yaşananları görüyoruz. Gaziantep günlerdir karanlıkta. Resmen 50 yıl öncesini yaşıyor. Elektrik yok, elektriğe bağlı olarak sular da kesik. Yani en temel iki ihtiyaçtan mahrum bir kent. Hem de kavurucu yaz sıcağında.
“Hava çok sıcak, klimalar durmuyor, tarihin en yüksek elektrik tüketimi yaşanıyor” bahanesiyle yaşananları normalleştirmeye çalışanlara diyecek tek şeyim şu:
“Küçücük bir tüketim artışında bu hale geliyorsak, daha büyük bir talepte ne olacağını düşünemiyorum bile.”
Hani Gaziantep’in enerji altyapısı güçlendirilmişti?
Hani altyapı, en kötü senaryoya bile hazır hâle getirilmişti?
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar misali, en küçük kaosta bu vaatlerin, bu yalanların da içi boş olduğu ortaya çıktı. Gaziantep’in enerji altyapısının ne kadar zayıf ve yetersiz olduğu çok net bir şekilde gözler önüne serildi. Şapka düştü kel göründü.
Ve ne yazık ki bu meseleyi kamuoyunun gündemine getirmek, artık hiçbir resmi görevi bulunmayan, önceki dönem Gaziantep Milletvekili ve AK Parti MKYK Üyesi Şamil Tayyar’a düşüyor. Tayyar, Gaziantep’in enerji altyapısı ile ilgili acı gerçeği itiraf ediyor. Hemen ardından mevcut milletvekili Bünyamin Bozgeyik devreye giriyor. O da Enerji Bakanlığı’na ve Enerjisa’ya karşı sert ifadelerle yükleniyor.
Muhalefet milletvekillerini bir kenara koyuyorum… Peki iktidarın diğer vekilleri nerede?
Gaziantep’te dört gündür elektriği olmayan, susuz bırakılmış mahalleler var. Sadece kentin varoşlarında değil, imarlı bölgelerinde de aynı sorun yaşanıyor. Altyapı yetersizliğinden trafolar üst üste patlıyor, yangınlar çıkıyor ama kentin seçilmiş temsilcilerini ara ki bulasın…
Kısa bir süre önce Gaziantep milletvekilleri Enerji Bakanı’nı ziyaret etmişti. Merak ediyorum, o ziyarette ne konuşuldu acaba?
Gaziantep’in enerji altyapısındaki yetersizlikler, yeni yatırım ihtiyacı hiç gündeme geldi mi?
Yoksa özel sektör için sipariş projeler mi konuşuldu?
Nizip GES projeleri için ayrıcalık mı istendi?
Yoksa sadece “dostlar alışverişte görsün” pozları mı verildi?
İnanın bir açılış olsa veya başka bir program, kameralara girmek için en önde dirsek savaşı yapan vekillerimiz, işte böyle kriz ortamlarında devekuşu misali kafalarını kuma gömüp, görmedim-duymadım-bilmiyorumu oynarlar.
Daha açık nasıl yazılır, bilmiyorum. Gaziantep, Ankara nezdinde bugün belki de tarihinin en zayıf dönemini yaşıyor.
Ankara’ya “sorunsuz”, “her şey yolunda” gibi sunulan bir şehir portresiyle ihanet ediliyor bu kente.
Sorunlar halının altına süpürüldükçe, elektrik krizinde olduğu gibi, en küçük bir kaosta acı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyoruz.
Ve o zaman anlıyoruz ki Gaziantep, aslında makyajı yapılmış kocaman bir köyden farksız.
Anlı şanlı siyasilerimiz yine bozulacaklar, yine kızacaklar. Ama ben bir kez daha söyleyeyim:
Gaziantep’in sahibi maalesef yok.