Şehrimizde çok sayıda park var ve bu parklar çok amaçlı olarak kullanılmaya elverişli olarak yapılmış. Bu konuda belediyelerimizi kutlarız.
Parklarımızda yeşil alanlarımız, oturmak için masalarımız, yürümek ve koşmak için parkurlarımız, her türlü spor için modern aletlerimiz, basketbol sahalarımız, kafeteryalarımız, temiz tuvaletlerimiz var. Hatta birçoğunda artık kütüphanelerimiz bile var. Tek eksiğimiz bunlardan yararlanması gereken insanlar yok.
Parklarımız sadece hafta sonları dolu. O da sadece bir şeyler yemek için gelenlerle dolu. Gelip oturuyor gidene kadar yerinden kalkmıyor, büyük göbeklerini biraz daha büyütmek, gereğinden çok fazla olan yağ oranlarını arttırmak için çaba gösteriyor, çok az sayıdaki yürüyen, koşan, spor aletlerini kullanan kişileri boyunlarını bile fazla oynatmadan seyrediyorlar.
Sonuç mu 84 milyonluk nüfusumuzun 28 milyon kişisi obez. Yani her 100 kişiden 30’u obez. Obezlikte 193 ülke arasında ise 8’ciyiz.
Sağlıklı beslenmeyen, hareketsiz yaşamı tercih edenlerin yakalandığı obezitenin korkunç boyutları var. Özellikle çocuk ve gençler büyük tehlike altında.
Parklarımızın nüfusa göre sayısının daha da fazla olması gerekebilir. Ama mevcut parklarımızın kullanılma oranının yüzde beşler civarında olduğunu üzülerek belirtmeliyim. Bu kadar çok amaçlı parklar yapılmış ama kullanan ne yazık ki çok az.
Günlük yaşamımızda işimize arabalarla gidiyoruz. İşyerimize asansörle çıkıyoruz. Akşama kadar çoğumuz oturarak çalışıyoruz. Eve yine arabalarla dönüyor, evimize de asansörle çıkıyoruz. Yemeğimizi yedikten sonra da televizyonun karşısına geçiyor, bu sefer de uzun oturuyor, çay için su için de yerinden kalkmıyor başkasından istiyor, sonra da yatıyoruz. Yani yaşamımızda neredeyse hiçbir hareket yok. Oysa vücudumuz hareket üzerine kurulmuş. Yediklerimizi eritemeyip bize hastalık yapmak üzere depoluyoruz. Sonunda da sağlıksız, kalitesiz bir yaşam sürüyor, hastanelerimizi dolduruyoruz.
Bizim kültürümüzde ne yazık ki spor yapma alışkanlığı yok. Ama bu kaderimiz olmamalı ve bunu bir şekilde değiştirmeliyiz. Bunun için kampanyalar yapılmalı halkımıza spor alışkanlığı kazandırılmalı ve sağlıklı bir nesil yaratmalıyız.
Şehrimizde spor yapma alışkanlığını kazandırmak için mülki amirlere önemli görevler düşmektedir. Çünkü bu tür kampanyalar ne yazık ki biraz zorlamayla olmaktadır. Öncelikle amirlerin kendisi buna inanmalı ve öncülük etmelidir. En az her hafta sonu dairesinde çalışanlarla yürüyüş düzenlemeli. Daha sonra bu yürüyüşe aileler de katılmalıdır. Bu şekilde halkımız da bu yürüyüşlere katılacak ve spor yapanların sayısı her geçen gün artacaktır. Zaman zaman bu şekilde yürüyüşler yapılıyor ama devamı olmuyor. Birkaç defa yürümekle bu iş olmaz.
Valimizden, kaymakamlarımızdan, belediye başkanlarımızdan, bütün dairelerin müdürlerinden hem kendileri için hem çalışanları hem de aileleri için bütün ülkeye örnek olacak bir kampanya bekliyorum.
Bunları yazıyorsun peki sen yürüyor musun, diyenler olabilir. Evet, köpeğimle haftanın en az beş günü 10 bin adım atıyorum. Yürüdüğüm için parkların boş olduğunu görüyorum. Dileğim çok büyük kalabalıklarla yürümek. Umarım kısa süre içerisinde gerçekleşir.