Tarih 7 Aralık’ı her gösterdiğinde Millî Mücadelenin önemli şehirlerinden birinin kurtuluşunu hatırlarım. Kahraman Kilis halkı, sıradan bir ülkenin vatandaşı gibi olmadığını işgalcilerin karşısında dimdik durmak suretiyle göstermiş, vatan kavramının ne olduğunu öğretmiş ve mevzi kurtuluş değil topyekûn bağımsızlık amacında olduğunu defalarca ispatlamıştır.

İngilizler savaş kazanmış olmanın bütün avantajlarını kullanmak suretiyle, her zaman olduğu gibi “çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak” mantığı ile kolonyal askerlerinden devşirdikleri askeri güçleri ile hemen Anadolu’yu işgale giriştiler, bunun ilk adımı olarak Doğu Akdeniz’e yaptıkları ikmal kuvvetleri ile Halep üzerinden Kilis’e gelmek suretiyle, Kilis’i işgal etmek suretiyle, daha ilerde yer alacak olan Fransız işgaline zemin hazırlamış olmak yanında, işgali yumuşatma ve muhataplarını uyuşukluğa sevk etmek suretiyle, gelecekteki meyus politikalarına zemin hazırlamaya çalışmışlardır. İngiliz ve Fransız işgallerine karşı direnişler burada olmuş, direnişe genci yaşlısı kadını ve çocuğuyla tüm halkın katılımı ile aylar süren kurtuluş mücadelesi sonunda Fransız işgal kuvvetleri Kilis’ten çekileceklerini bildirmiş, Kuva-yi Milliye mensubu kahramanlarımız, Polat Bey önderliğinde 7 Aralık 1921 günü Kilis’ e girerek, Hükümet konağındaki Fransız bayrağını indirip sonsuza kadar dalgalanacak Türk Bayrağını çekmişlerdir. Kahraman Kilislilerin gösterdikleri bu direniş, bağımsızlık ve özgürlüğe olan tutkumuzun bir göstergesidir. Kilis Millî Mücadelenin Anadolu açısından başlangıç noktası olmuştur. Buradaki hareket her ne kadar yerel güçlerin bölgesel kurtuluş mücadelesi gibi algılanmaya müsait gözükse de hareketin evveli ve sonrası etüt edildiğinde milli karakter ile ne kadar uyumlu ve iç içe gerçekleşmiş olduğu fark edilecektir. İngilizler açısından Kilis’in ve civarındaki şehirlerin işgal amacı, Suriye ve Filistin topraklarında Yahudi devleti kurmak, Çukurova ve Anadolu’nun doğu-güneydoğu kısmını kaplayan Ermeni devleti ve son olarak da Batı Anadolu’da Rum-Yunan devleti amacı güdülmekteydi. I. Dünya Savaşı’nın çıkartılmasındaki görülmeyen gerekçe de aslında Anadolu’nun bu şekilde taksimi idi. Osmanlı Devleti’nin savaşa dahil edilmesi de bu mizansenin cari hale getirilmesinden başka bir şey değildi.