Ben Gaziantepliyim. Gaziantep denince akla hemen ya baklava ya da kebap geliyor. Şehrini tek bir kelimeyle anlat deseler o kadar kolay ki bulması.

Kebap kültürünü bu kadar yoğun yaşayan başka bir il olduğunu düşünmüyorum.

Ayva, erik, badem vb. gibi meyveleri bile kebapta kullanan bir milletiz biz. Her türlü sebze kullanılırken sebzeler de ön plandadır. Ayva, elma, erik,  badem, kayısı, Antep fıstığı, çiğdem gibi meyve türleri yemeklerde kullanılır. Özellikle ayvanın kebapta, lahmacunda, muhtelif tencere yemeklerinde ve pilavlarda kullanılması sadece örneklerden bir tanesidir.

Gaziantep’in gastronomi tarihini ufak bir araştırdım da neler neler okudum bilemezsiniz. Bu kültür yüzyıllardır süregelen bir lezzet olmaktan çıktı artık gastronomi alanında tescillendik bile.

Şehir dışından ilk gelen misafirimizi hemen kebap yemeğe ardından da baklava yemeğe götürüyoruz. Ankara’da İstanbul’da bulamazsınız böyle lezzetler diye.

Gaziantep'te yetişen meyve ve sebzelerin bolluğu bölgelere göre farklılık göstermektedir. Antep fıstığı, zeytin, domates, biber, Brüksel lahanası, nohut, turp, havuç, patates, haylan ve kabak kabağı, kıllı kornişon, tarhun, aspir (safran) bölgede yetişmekte olup tamamen bölgeye özgüdür. Ayrıca 40'tan fazla çeşit ve isimleri de tarihe geçmiştir.

Gaziantep’in İpek Yolu ve mevcut yaşamış kültürlerin dışında diğer adıyla Baharat Yolu diye tanımlanan ve önemli bir kervan yolu üzerinde bulunması Gaziantep mutfağının bu kadar zenginleşmesine sebep olmuştur. Çünkü bu tarih dokusu içerisinde yer almış olan hanlar, hamamlar, imarethaneler kervanların konaklama yerleridir. Bu vesileyle gelen insanların taşıdıkları kültürel etkiler gastronomi adına önemli kaynak olarak kalıcı hale gelmiştir. Özellikle İran’a, Hindistan ve Çin’e kadar uzanan bu kervan yolu üzerindeki yemek kültürüne ait her türlü bilgi ve deneyimler mutfağımıza ilham kaynağı olmuştur. Aynı şekilde güneyimizde yaşayan Arap kültürünü başta Halep olmak üzere yine bu etken sebepler içerisinde sayabiliriz.