Son günlerde CHP ile yatıyor, CHP ile kalkıyoruz. Ulusal yayınlarda CHP ile ilgili mahkeme ve kurultay haberleri ile meşgulüz.

Bugünlerde de yerel basında Gaziantep CHP ilçe kongreleri ile haberler okuyoruz. CHP’nin en büyük iddiası Türkiye’deki en demokratik parti oldukları. Birçok açıdan bu iddia diğer partilere baktığımızda doğru.

Özellikle Sayın Özgür ÖZEL’in genel başkan seçildiği ilk büyük kurultayda en büyük iddia ve yeniliğin parti genel başkanı, il-ilçe başkanları, milletvekilleri ve hatta cumhurbaşkanı adayını bile parti üyelerinin belirleyeceği idi. Ancak şu anda ilçelerdeki delege ve parti başkanları seçiminde böyle bir uygulama görmüyoruz.

Parti yönetiminde bulunan ve parti üyesi olanların bile delege seçimlerinden haberdar olmadıklarını, ilçe başkanlarının kimseye sormadan kendi akrabalarını ve tanıdıklarını listelere yazdıklarını sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlardan ve yerel haberlerden öğreniyoruz. İlçe başkanlarının belirlediği bu delegeler ilçe başkanlarını belirleyecek! Sizce sonuç ne olur? Bunun neresi demokrasi? Üyelerinse hiçbir şeyden haberi yok!

Bütün partilerde her şeyi parti üyeleri belirlemeli. Ancak o zaman genel merkezlerin belirlediği başkanlar, milletvekilleri değil, halkın belirlediği, seçtiği kişiler bu görevlere gelir ve gerçek demokrasi o zaman olur.

Bunun en güzel örneği, geçen hafta sonu yapılan Fenerbahçe kongresi. Eğer delege sistemi olsaydı, kim başkan seçilirdi? Tabi ki Sayın Ali KOÇ. Ama üyelerin oyları başkanı belirlediği için Sayın Saadettin SARAN seçildi.

İsteğimiz gerçekten halkın seçtikleri siyasilerin ülkemizi yönetmesi.