Gaziantep FK Teknik Direktörü Burak Yılmaz’ın ayrılığı sonrasında, özellikle sosyal medya ve bazı haber mecralarında yaşananları farklı şekilde kamuoyuna yansıtan bilgi kirliliği oluşturuldu. “Bir gecede fikrini defalarca değiştirdi”, “kulüp içinde kaos yaşandı”, “kararsızlık süreci uzadı” gibi iddialar konuşulsa da, bu süreçte yaşananları doğru okumak gerekiyor.

Göztepe mağlubiyetinin ardından Burak Yılmaz, hem Türkiye Kupası’ndaki Rizespor maçı hem de ligde oynanacak Başakşehir karşılaşmaları sonrası görevden ayrılacağını açıkça ifade etti. Bu açıklama, doğal olarak kulüp içinde ve şehir genelinde ciddi bir yankı uyandırdı. Şok etkisi yaratan bu açıklamanın ardından, akşam saatlerinde Kulüp Başkanı Memik Yılmaz ve bazı yöneticiler Burak Yılmaz ile bir araya geldi.

Bu görüşme, kamuoyuna “taraflar anlaştı” şeklinde yansıtıldı. Ancak gerçek tablo bu değildi. Yapılan toplantıda taraflar birkaç gün düşünme kararı aldı. Hatta görüşme sırasında Başkan Memik Yılmaz’ın, Burak Yılmaz’ın istifa kararında ısrarcı olması üzerine, “Hoca, sen bilirsin” ifadelerini kullanarak kararlığını gösterdiği öğrenildi. Yani ortada ne kesin bir uzlaşma ne de geri adım atılmış bir istifa vardı; yalnızca karşılıklı süre talebi söz konusuydu.

Pazartesi sabahı ise Burak Yılmaz, Başkan Memik Yılmaz’ı arayarak görevden ayrılmak istediğini net biçimde iletti. Başkan Yılmaz’ın bu talebe cevabı “Hayırlısı olsun hoca, karar senin” oldu. Böylece süreç resmiyet kazandı.

Hiç kimsenin kulübe sahip çıkmadığı süreçte, elini değil, gövdesini taşın altına koyarak takıma sahip çıkan, ilk yıllardaki finansal başarısının yanına, son 2 yılda sportif başarıyı da ekleyen Memik Yılmaz’ın, son Burak Yılmaz krizindeki sert ve kararlı tutumu, başkanlık makamını da artık tam yerinde kullandığının ispatı oldu.

Buradan açıkça görülüyor ki; Göztepe maçının ardından yaşanan süreçte Burak Yılmaz’ın sürekli fikir değiştirdiği iddiası doğru değil. Aksine, Burak Yılmaz maç sonrası kararını açıklamış, akşam yapılan görüşmede taraflar düşünmek için süre istemiş, sabah saatlerinde ise teknik direktör kararını kulübe resmi olarak bildirmiştir. Yaşananlar bu kadar nettir.

Asıl tartışılması gereken konu ise bambaşka.

Burak Yılmaz; Türkiye futbolunda dört büyük kulüpte forma giymiş, büyük baskılar altında oynamış, saha içi ve saha dışı tecrübeyi fazlasıyla yaşamış ender isimlerden birisi. Böylesi bir kariyere sahip bir teknik adamın, en küçük bir tepki ortamında duygusal reflekslerle istifa kararı alması ve bu kararı alırken kentin siyasi dengelerini ve şehir içi hassasiyetleri işaret eden bir söylemi tercih etmesi ciddi soru işaretleri doğurmaktadır. Bu tavrı sürdürdüğü takdirde, kendisinin teknik direktörlük yaşantısında en büyük engeli olabilir.

Gaziantep gibi futbolun yalnızca saha içinden ibaret olmadığı, sosyal ve siyasal dengelerin iç içe geçtiği bir şehirde görev yapan bir teknik direktörün, bu gerçekliği göz ardı etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla mesele; “istifa etti mi, etmedi mi?” tartışmasının ötesine geçmiştir.

Bugün konuşulması gereken; tecrübe ile duygusallık arasındaki ince çizginin neden bu kadar kolay aşıldığı ve bu sürecin Gaziantep FK’ya ne kazandırıp ne kaybettirdiğidir. Dezenformasyonun değil, sağduyulu değerlendirmenin Gaziantep futboluna katkı sunacağı açıktır.

Gaziantep FK ile Burak Yılmaz, tam birbirini bulmuşsun, ciddi bir doku ulaşması sağlanmışken, bir anlık tepki sonrası alınan bu kararı anlamak da, kabul etmek de mümkün değil…