O gece kar yağmıştı, hava oldukça soğuktu. Şehir derin bir sessizliğe bürünmüş, insanlar sıcacık yataklarında tatlı rüyalara dalmışlarken, saatler 4.17’yi gösteriyordu ki…  

Önce yer sarsıldı. Aynı anda homurdanan duvarlar, zangırdayan eşyalar, gürleyen gök yüzü, üstümüze çökmekte olan duvarlar felaketin habercileri gibiydiler.

Saniyeler saat oldu, bir türlü geçmek bilmedi!

Hepimiz bir korku tüneline girmiş, dehşet içinde çıkışı bekliyorduk sanki.

4.17’deki o ilk büyük sarsılmanın ardından, sarsılmalar bir ara durur gibi olunca kimimiz yalın ayak, kimimiz üstünde ev kıyafetleri olduğu halde, çoluk çocuk dehşet içinde evlerimizden dışarı koşuşturmaya başladık. Apartmanların karanlık merdivenlerinde korkuyla atılan çığlıklar, çaresizliğimizin feryadıydı sanki.     

Şahsen ben depremin ilk anında yaşadıklarımı rüya sandım.

 Bastığımız zemin bütün şiddetiyle sarsılırken, muhakeme gücüm iflas etmiş, iç güdülerime teslim olmuştum.

Sonra, buz gibi havada sokakları dolduran insan seli arasında canımızı kurtardığımıza sevinemeden, sevdiklerimizin akıbetleri kaygılandırmaya başlamıştı hepimizi.

  O ilk saatlerde yollar araçlarla kitlendi. İletişim kesilmişti.  Sokaklar ne yapacağını bilemeyen insanlarla doldu taştı.  

İlk dakikalarda yaşadığımız dehşetin büyüklüğünü anlayamamıştık. Başımıza gelen felaketin çapını kavramaya çalışıyorduk.

Saatler ilerleyip gün ağarınca, depremin çevremizde yarattığı yıkıcı etkisini, yaşanan felaketin   büyüklüğünü daha iyi anlamaya, görmeye başlamıştık.  

4.17 tek kelimeyle küçük kıyametti.  Dehşetti!

O an Çaresizliği tattık!

Korkularımız gerçeğe dönüştü!

Yanlışlarımızla yüz yüze geldik!

Evlerimiz   çöktü.

Pek çoğumuz sevdiklerimizi kaybettik.

Hayallerimiz, planlarımız, umutlarımız, birikimlerimiz, canlarımız çöken binaların enkazları altında kaldı.

 Yurdumuz yuvamız dağılmıştı! Hanevimiz harap olmuştu.

Bugün 6 Şubat 2024! Aradan tam bir yıl geçti.

 Yaşadıklarımız zihnimizde hala taptaze.

Canımız acımaya devam ediyor.

Gördüklerimiz gözlerimizin önünde, işittiğimiz acı feryatlar kulaklarımızda.

6 Şubat ve ertesinde yaşadıklarımızı sözcüklerin ifade etmekte kifayetsiz kaldığının da farkındayım. Hatta o anları hatırlamak bile istemeyenlerin olduğunu da biliyorum.

O dehşet anının ruhumuzda ve zihnimizde bıraktığı derin izlerin daha uzun yıllar bizi rahat bırakmayacağı da kesin.

Evet!.. Yaşadığımız tam bir felaketti.

Canımızdan canlar gitti!

Pek çok şeyimizi kaybettik.

Hiçbir şeyin de eskisi gibi olmayacak!

Ama hayattayız…Buna da şükür diyoruz.

  O günü ve sonrasında yaşadıklarımızı asla unutmayacağız.

Yıkılanı yapacak, döküleni toparlayacak, umutlarımızı yeşertecek, çaresiz kalanları tekrar kazanacak ve kucaklayacağız.

Çünkü başka çaremiz yok!

Çünkü, yaşamak için yaşatmak zorundayız.

6 Şubat 2023 Saat 4.17 de yaşadığımız depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalan depremzede ailelere sabırlar, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Hepimize geçmiş olsun! Allah bir daha göstermesin, Bir daha yaşatmasın.