Değişiyoruz…

İnsan olarak alışkanlıklarımız, davranışlarımız, dünya görüşlerimiz değiştiği gibi, yaşadığımız mekânlar çevremiz de değişiyor.

Yeni çevreye bağlı, yeni hayat anlayışları doğmakta.

Dün yaşadığımız mahalleleri hatırlıyorum da…Farklı dünya görüşünde, farklı statüde olanlar, zengini fakiri bir arada yaşar, yaşayış biçimleri ve tepkileri herkes birbirine benzerdi.

Kanaat etmek baskın karakter, komşular komşuların en yakın dostları, doğal yardımcıları sayılırdı.

Acı tatlı her şey mahalleliyle paylaşılır…

Herkes herkesin doğal referansı, gıyabında vekili olurdu.

Mahalleler bireyin sosyalleştiği, kültürler mirasın paylaşıldığı alanlardı.

Maalesef artık komşu komşunun külüne muhtaç gözükmüyor.

Kentler büyüdükçe, göçle gelen nüfus yoğunlaştıkça, sosyal statüdeki farklılaşmalar kişisel kaygılar komşuluk ilişkilerini de gevşetmekte.

Nerede o eski mahalleler !…

İçinde büyüdüğümüz, kişiliğimizde izler bırakan mahallelik, komşuluk son demlerini yaşıyor.

“Mahalle baskısı” tarihe karışmak üzere.

Değişen şehircilik anlayışına paralel olarak, yeni hayat tarzları, yeni kent kültürü, yeni bireysel yaşam biçimleri doğmaya başladı.

Daha şimdiden mahalleler yerine her yönü ile farklılaşan semtler arasında görünmeyen sınırlar çiziliyor

Bununla da kalmıyor… Artan ekonomik gelirle birlikte kentler çevresinde hatta merkezinde kalın duvarlar arkasında 24 saat yüksek güvenlikli, müşterek sosyal tesisleri olan, toplumdan uzak, mahalle kültüründen soyutlanmış, kendi içinde cemaat tarzı yeni site yaşam biçimleri doğmakta.

Mahalle hayatı içindeki bireylerin rollerinin değişmesi, değişen kentlilik kavramı, yeni sorunları beraberinde getireceği kesin.

Batılı toplumların kentleşme sürecine benzer bir dönemi yaşıyoruz.

Farklı inanç ve kültür hayatından gelen, köklü gelenekleri olan toplumlumuzda bu sağlıksız değişimin sosyal hayatımızda derin yaralar açacağından, telafisi çok zor sosyolojik psikolojik kültürel meseleleri de beraberinde getireceğinden emin olabilirsiniz

Dikine yükselen binaların, yükselen duvarlar arkasına saklanan sosyal hayatların sosyal çekişmeleri arttıracağı, farklılıkları daha bariz hale getirip kıskançlıkları kamçılayacağı bir gerçek.

Çözüm… Kentlerin fiziki yapısına gösterdiğimiz hassasiyeti, geleneksel mahallelik kültürüne sahip çıkmakla olabilir.