İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural, uzun süredir Huzurlu Yaylası’nı gezmemiz için Ruhi Aytaç, Mehmet Aytekin ve beni her fırsatta davet ediyordu. “Gelin, doğaya çıkın, huzur bulun, keşfedilmemiş güzellikleri yerinde görün,” diyordu. Hafta içi program yapıp bir günümüzü Başkan Vural’a ayırarak Huzurlu Yaylası’na çıktık. İnanın, gördüğümüz güzelliklerin etkisi hâlâ üzerimizde. Sanki kısa bir rüyadan dönmüş gibiydik.

Bir zamanlar terörün kol gezdiği Amanos Dağları, bugün en zirvesine kadar güvenle çıkılabilen bir bölge hâline gelmiş durumda. Huzurlu Yaylası’nda bugüne kadar hiç görmediğimiz güzellikleri görmek, yaşamak bizi hem şaşırttı hem de mutlu etti. Amanos’un bir tarafında Huzurlu Yaylası, diğer tarafında Karagöz Yaylası, biraz ilerisinde ise Zorkun Yaylası yer alıyor. 2 bin 300 rakımdaki Zorkun Yaylası, yaz aylarında Osmaniyelilerin yoğun ilgisiyle nüfusunu 500’den 50 bine çıkartıyor. Çok daha doğal ve bakir olan Huzurlu Yaylası ise henüz keşfedilmediği için hâlâ el değmemiş bir güzelliğe sahip. Karagöz Yaylası ise bambaşka bir hikâye… Orayı herhalde Kemal Vural ile birkaç dağcı dışında bilen pek yok.

İslahiye ilçesi, doğası ve kültürel dokusuyla her geçen gün daha fazla dikkat çekiyor. Huzurlu Yaylası ise geniş kitlelerce hâlâ bilinmese de doğaseverler için eşsiz bir vaha niteliğinde. Adıyla müsemma bu yayla, serin havası, zengin flora ve faunası, temiz su kaynakları ve bakir görüntüsüyle şehir karmaşasından kaçmak isteyenler için doğal bir sığınak sunuyor.

Hele şu mevsimde, doğanın sahip olduğu her rengi barındıran görüntüsüyle Huzurlu Yaylası bir başka güzel… Yeşilin, mavinin, kırmızının, turuncunun, sarının, kahverenginin ve hatta siyahın bile birbirine karıştığı görüntü insanı adeta büyülüyor.

Huzurlu Yaylası’nın en dikkat çeken yönü, hâlâ el değmemiş bir doğaya sahip olması. Çam ağırlıklı orman yapısı, farklı bitki türleri, yükseldikçe serinleyen hava akımı, yaz aylarında bile hissedilen ferahlık ve doğal yürüyüş parkurları bölgeyi ziyaret edenleri kendine hayran bırakıyor. Doğal dokusunu koruyor oluşu, yaylanın turizm potansiyelini her geçen gün artırıyor.

Bu potansiyeli fark eden İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural, terör tehdidinin sona ermesinin hemen ardından bölgenin ulaşılabilirliğini artırmak için önemli adımlar attı. Eğer Huzurlu Yaylası’na giderseniz, Kemal Vural’ı bölgede bir greyder ya da iş makinesinin direksiyonunda yol açmaya çalışırken görürseniz hiç şaşırmayın. Otomobillerin zor çıktığı 2 bin metre rakımlara 40–50 tonluk iş makinelerinin çıkarak çalışma yapması doğrusu insanı hayrete düşürüyor.

Daha önce bozuk ve zor ulaşılır durumdaki yollar, belediyenin yoğun çalışmalarıyla güvenli ve konforlu bir hâle getirildi. Yol genişletme, asfaltlama ve stabilize çalışmalarının yanı sıra altyapı eksiklikleri bir bir giderildi. Yağmur suyu drenaj hatları oluşturuldu, belirli noktalarda düzenlemeler yapıldı ve çevreyi koruyan uygulamalar hayata geçirildi. Huzurlu–Zorkun arasındaki kısa mesafenin de genişletilmesi hâlinde, bölgenin ulaşım sorunu tamamen ortadan kalkacak.

Başkan Kemal Vural’ın hizmet anlayışı yalnızca ulaşımı iyileştirmekle sınırlı değil. Yaylanın doğal yapısına zarar vermeden daha nitelikli kullanım alanları oluşturmak amacıyla çevre düzenlemeleri, güvenliği artırıcı çalışmalar ve ileride yapılacak sosyal alan projeleri için de hazırlıklar sürüyor. Belediye hem bölge halkının yayladan daha rahat yararlanmasını hem de dışarıdan gelecek ziyaretçilerin doğayla iç içe kaliteli zaman geçirebilmesini hedefliyor.

Tüm bu çalışmalar, Huzurlu Yaylası’nı İslahiye’nin parlayan değerlerinden biri hâline getiriyor. Hem doğal güzelliğini koruyan hem de ulaşılabilirliği artan yayla, artık sadece birkaç kişinin bildiği bir yer olmaktan çıkıp geleceğin gözde doğa turizmi rotalarından biri olmaya doğru hızla ilerliyor.

Amanoslar’ın zirvesinde, bulutların arasına gizlenmiş bu doğa harikasını her Gaziantepli’nin mutlaka görmesi gerektiğine inanıyorum. Hem bölgenin dokusuna sahip çıkan hem de bu güzelliği turizme kazandırmak için gece gündüz çalışan İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural’ı tebrik ediyorum.