Yeni yıl geldi… Hoş geldi, sefa geldi.
Gelirken neler getirdi acaba?
Onu, yılı eskittiğimizde göreceğiz.
Ama yeni yıl deyince benim aklıma;
Radyo, televizyon… Beş yıldızlı oteller…
Barlar, pavyonlar, birahaneler…
Dans, dansöz, revü kızları…
Yüksek sesli, bol dumanlı salonlar, Işıldayan meydanlar…
Çılgınca eğlenceler… Utanmaz tacizciler…
Özel evler… Özel partiler… Çok özel partnerler…
Sıra dışlı çılgınlıklar geliyor aklıma.
Yılbaşı denince; günahına ortak arayan beyler…
Zevklere meze olan bayanlar…
İçki şişesinde balık olan zatlar gelir aklıma.
Şampanya patlatma, kumar oynama, zıvanadan çıkma…
“Kırmızı donlar”, tek taş pırlantalar…
Şeytana uymalar, baştan çıkartmalar gelir aklıma.
Yılbaşı deyince;
Kestane pişirmeler, Hindi kızartmalar, mısır patlatmalar, tatlı yemeler tatlı konuşmalar, hoş sohbetler…
Kola içme, tombala oynama, umutlarını talih kuşuna bağlayanlar geliyor akılma.
Yılbaşı deyince;
Sınır boylarında, dağda ovada, bayırda kar altında, çamur içinde, eksi 25 derecede nöbet tutan Mehmetçikler gelir aklıma.
Burası demokratik bir ülke!
Yeni yılı dileyen dileği gibi karşılar, dilediği gibi yaşar!
Herkes meşrebine uygun olarak yer, içer, eğlenir.
Yargılamak kimin haddine?
Ancak… Kahir ekseriyetimizin umutla başladığımız, şölenlerle karşıladığımız yeni yılı, keşkelerle bitiriyoruz maalesef.
Yediğimiz kazıklar, çektiğimiz acılar, eskittiğimiz hayatlar, kirlettiğimiz çevre…
Yalnızlığımız, yanlışlarımız, kayıplarımız, pişmanlıklarımız giderek artarken…
Mahzunluk ve mazlumluk boynumuzu büktü.
Pişmanlık sakız oluyor dilimize.
Ama her şeye rağmen…
Şimdi umutları yeşertmek, dilekleri yenilemek, heyecanı tazelemek zamanı.
Çarkların döndüğü, kazançların katlandığı, yoksulluğun tükendiği, adaletli, paralı, şanslı, , sağlıklı, huzurlu, hoş görülü, güler yüzlü, sürprizleri bol, hüznü az, hayalleri bal, zamsız, gamsız, kedersiz, krizsiz, keşkesiz, yalansız, riyasız, ziyansız, aşklı meşkli, bol güneşli,
Hayırlı, uğurlu, mutlu bir yıl geçirmeniz dileği ile yeni yılınızı kutlar…
Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim