Mental iyi oluş, mutluluk, umut, anlamlı ve amaçlı yaşam ile kendini gerçekleştirmeyi hedefleyen Pozitif Psikoloji Söyleşileri başladı… İlgi duyan herkesin katılım sağlayabildiği “Pozitif Psikolojiye Giriş: İyi Yaşamanın Bilimi” konulu ilk ders Türkiye ve Dünyanın farklı bölgelerinden yüzlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Türkiye'de Pozitif Psikoloji alanında önemli çalışmalar gerçekleştiren ve bu alanda kongreler düzenleyen Üsküdar Üniversitesi, yeni bir çalışmaya daha imza attı. Üsküdar Üniversitesi bünyesindeki Pozitif Psikoloji Araştırmaları ve Uygulama Laboratuvarı tarafından düzenlenen Pozitif Psikoloji Söyleşileri başladı.   İlgi duyan herkesin katılım gösterebildiği Pozitif Psikoloji Söyleşileri kapsamındaki “Pozitif Psikolojiye Giriş: İyi Yaşamanın Bilimi” konulu ilk ders 26 Nisan Cuma günü çevrimiçi gerçekleştirildi. 

Pozitif Psikoloji Söyleşilerinin ilkinde Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Doğan konuşma yaptı. 

Prof. Dr. Tarhan: “Günlük iletişim dilimiz bile sağlıksız”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, modern çağda insanların beklenti düzeyinin yüksek olduğunu ve elindekileri değerini de bilmediğini kaydederek, “Günlük iletişim dilimiz bile sağlıksız. Bir ülkede, şirkette ya da kurumda üst yönetimde gerilim varsa tabanda da gerilim oluyor.” dedi.

Neden Pozitif Psikoloji sorusuna cevap arayan Prof. Dr. Tarhan, “Pozitif Psikolojiyi kliniğe yansıtmak istiyoruz. Nörobilim temelli 13 modül hazırladık. Yakın bir dönemde eğitici eğitimi vereceğiz.” diye konuştu. Hedefin psikolojik iyi oluş ve psikolojik sağlamlık olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Tarhan, koruyucu hekimlik bağlamında psikolojik sağlığın korunması ve tedaviden sonra iyi oluşun devamlılığının amaçlandığını kaydetti.

“15 yaş üstü gençler arasında alkol kullanımı artıyor”

Prof. Dr. Tarhan, bugünün gerçeğinin büyük ev, küçük aile, pahalı saatlerin varlığına rağmen vaktin olmaması, sosyal medyada sürüyle arkadaşın olması ama gerçek dostun olmaması yani ‘bolluk paradoksu’ olduğunu anlatarak, ABD'de yapılmış bir istatistiğe göre intihar vakaları, kendini zehirleme, kendini yaralama, majör depresyon, hastalıklarla ilgili depresif semptom vakalarının 2013'ten itibaren hızlı arttığını söyledi.

“TÜİK’in rakamlarına göre Türkiye’de de 15 yaş üstü gençler arasında alkol kullanımı artıyor.” diyen Tarhan, 2010 yılında gençler arasında alkol kullanımı ‘merak’ nedeniyle olurken, 2022’de gençler arasında eğlence amaçlı alkol kullanımının arttığının görüldüğünü ifade ederek, şu anda eğlenme amaçlı yaşam felsefesi ergenlik çağındaki gençler arasında arttı.” diye konuştu.  

“Modernizm, bir medeniyet krizi haline geldi”

Yapılan çalışmalara göre Z kuşağının diğer kuşaklara göre daha çok başarıya önem verdiğini, daha çok eğlence, macera, risk ve heyecan arayışı içinde olduğunu, zengin olmayı daha çok arzuladığını anlatan Prof. Dr. Tarhan, dünyada giderek artan bir narsisizm salgını olduğunu, modernizmin bir medeniyet krizi haline geldiğini kaydetti.

Prof. Dr. Tarhan, dünyada mevcut sosyopolitiğin haz peşinde koşma, empati yoksunluğu, yalnızlık, mutsuzluk, depresyon ve intiharlarda artış olduğunu da ifade ederek, İngiltere’de yapılan bir araştırmada 16-24 yaş arası gençlerde yalnızlığın yüzde 40, 75 yaş üstünde ise yüzde 27 oranında çıktığına işaret ederek, bunun nedeninin sosyal izolasyon ve internet olduğunu söyledi.

“24 değerin beyinde kimyasal karşılığı var…”

Prof. Dr. Tarhan, sol beyinin mantık, muhakeme, analiz, konuşma, hesaplama, sağ beyinin de duygular, heyecanlar, müzik, sanat ve anlama problem çözme ile ilgili olduğunu belirterek, bilgelik, cesaret, insaniyet, adalet, ölçülülük ve aşkınlık olarak ifade edilen 6 erdem ve  adalet, dürüstlük, şefkat ve merhamet, şeffaflık, cesaret, empati ve sorumluluk, güven ve sadakat, utanma, alçakgönüllülük, yardımlaşma, helalleşme, selamlaşma, içtenlik, bağışlama, cömertlik, fedakârlık, minnettarlık, çoğulculuk, katılımcılık, özgürlükçülük, hesap verebilirlik, uzlaşmacılık, yenilikçilik, vefa gibi 24 değerin beyinde kimyasal karşılığının var olduğunu anlattı.