Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Malatya’da don felaketinin ardından Akçadağ’ın Dedeköy, Yaylımlı, Durulova ve Ören Mahallelerindeki üretici köylülerle bir araya geldi.
Felaketler, Bir Öncekinin Acısını Unutturacak Boyuta Ulaştı
Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Dedeköy’de üreticilerle buluşarak yaşadıkları sorunları dinleyen Karaca, bölgede iki yıl önce meydana gelen depremin yaralarının hâlâ sarılamadığını vurgulayarak, “Üst üste yaşanan felaketler, bir öncekinin acısını unutturacak boyuta ulaştı. Don felaketini konuşurken İstanbul depremi oldu ve gündem değişti. Bu sistemde her büyük acı, daha büyük bir felaketle unutturuluyor” ifadelerini kullandı.
Köylüler Örgütlenmeli
Karaca, geçtiğimiz ay yaşanan kitlesel protestolara ilişkin, “19 Mart öncesi yaşananlar, 19 Mart sürecini biriktirdi. Hatırlayalım, memleketin hiç ummadığımız yerlerinde çiftçiler ayağa kalktı. Domatesleri yollara döktüler, traktörleriyle yollara düştüler. Ürettikleri bütün ürünleri kaldırıp attılar, yok pahasına sattılar. Daha önce hiç olmadığı kadar çok, ülkenin her tarafında üretici köylü mücadeleleri yaşandı” dedi. Malatya’nın da bölgenin üretici köylü mücadelesinin hafızasını taşıdığını kaydeden Karaca “Malatya’da böyle dertlerin yaşandığı zamanlarda, köylülerin bir araya geldiği dönemler vardı. Ancak köylü örgütlerini kaybetti, bir araya gelme olanaklarını yitirdi. Öyle olunca, başına gelen her felakete ‘kader kısmet’ deyip oturan bir konuma düştü. Üretici köylüler tıpkı işçiler gibi emeğinin hakkını alabilmek için örgütlenmeli.” değerlendirmelerinde bulundu.
TARSİM Bize Ne Verecek Ki?
Ziyaret edilen üreticilerden biri, “Mazot desteği dün yattı. 20 dönüme 2 bin 646 TL destek vermiş. 2 bin 646 TL’ye 2 defa mazot gelmiyor ki. Onunla nasıl mazot alacağım, bahçeyi süreceğim, ilacını atacağım_ Biz bahardan beri dünyanın ilacını attık. O param ne olacak? TARSİM bize ne verecek ki?” dedi.
Dedeköy’ün ardından Yaylımlı’da üreticilerle bir araya gelen Karaca, “TARSİM denen sistem, zarar tespiti yapmaya geliyor; kayısıyı bilmeyen eksper, fındığı tanımayan memur gönderiliyor. Zararın yarısını bile yazmıyorlar. Çünkü zarar tam yazılırsa, ödemeleri artacak. O yüzden köylünün emeğini kağıtta silip süpürüyorlar. ‘ÇKS kaydın yok’ diye kapı gösteriyorlar. ÇKS olsa bile bu sefer de zarar tespitinde oyalamaya başlıyorlar. ‘Zarar tam ortaya çıksın’ diye aylarca bekletiyorlar. Bu sırada da ‘çiftçiye müjde’ diye zaten alacağı üç kuruşluk mazot-gübre desteğini erkene çekip hava atıyorlar. Bu mudur destek? Bu mudur çiftçinin yanında durmak” dedi.
Tarım Darbe Yiyor
Bir üretici köylü, “Köylü tarımla geçinemeyeceğini artık kendisi de biliyor. Bu bana ek gelir olsun diyor. Yani farklı alternatifler aramaya başlıyor. Onun için de gençler köylerde hiç yok. Tarım bu anlamda da darbe yiyor” ifadelerini kullandı.
Üç Yıl, Dört Yıl Ürün Yok
Üretici köylüyle buluşmalarına Durulova’da devam eden Karaca, “Bu yılki mahsul gitti. Üstelik sadece bu yıl da değil; don gören ağaçlar yıllarca toparlanamayacak. Üç yıl, dört yıl ürün yok. Ama köylü o bahçeye yine bakacak. Budamasını, ilacını, bakımını yine yapacak. Yani para harcamaya devam edecek. Ancak gelir sıfır. Bu yüzden çiftçiye gerçek zarar tespiti yapılmalı; sigortası olsun olmasın, zararının tamamı devlet tarafından karşılanmalı; çiftçinin bu yıl ve gelecek yılki borçları silinmeli; zirai don olan bölgeler afet bölgesi ilan edilmelidir” şeklinde kaydetti.
Çok Ciddi Bir Çelişki Var
Ören’de halk toplantısında üreticilerle bir araya gelen Karaca, “Geçenlerde Ankara’da memleketin dört bir yanında üretici köylülerle bir buluşma yaptık. Her çeşit ürünün bu kadar zenginlikle yetiştiği bir memlekette sadece tarım politikaları açısından değil bölüşüm politikaları açısından da çok ciddi bir çelişki var. O yüzden ürettiğini kendisinin tüketemediği bir memleket gerçeğinin orta yerinde köylüsü için de geçerli bu işçisi için de” dedi.
Üreticilerden biri, “Afetin kendisi bu sistemdir. Yani sistem bize ‘Siz doludan, depremden gittiniz ama esas afet biziz, size yaşam hakkı tanımayacağız. Size kredi vermeyeceğiz, ne yaparsanız yapın.’ diyor” dedi.
Tarım Politikalarını Bu Noktaya Getirenlerin Yarattığı Sorunlarla Baş Edebilir
Emek Partisi olarak en temel meselelerinin bir tanesinin, ürettiğini tüketemeyenlerin buluşabilmesi ve mücadelelerini ortaklaştırabilmesi olduğunu söyleyen Karaca, “Ancak ondan sonra bu memlekette tarım politikalarının böyle korkunç bir duruma getirilmesinin sorumlularıyla hesaplaşabilir, tarım politikalarını bu noktaya getirenlerin yarattığı sorunlarla baş edebilir. Sonrasında da aslında bir iktidar değişiminde tarım politikaları gerçekten de bu ülkenin bütün zenginliğine zenginlik katacak ama aynı zamanda da o zenginliğin herkesçe eşit paylaşılmasını sağlayacak bir düzene kavuşmasını sağlayabiliriz diye düşünüyoruz” dedi.