Her zaman savunduğum fikirlerim milli takım içinde gerçekleşti.

Teknik adamlık bir kulüp bir takım için çok önemlidir.

Futbolcular çok kaliteliyse o takım nasıl olsa başarılı olur sözlerine her zaman karşı çıkmışımdır.

Teknik adamlık, sadece bir takımı alıp taktik vermek değildir ki.

Bu böyle olsaydı onbir kaliteli futbolcu transferiyle kulüpler başarıdan başarıya koşardı.

İşte milli takım buna en güzel örnek oluşturdu.

Öncelikle futbolcu seçiminde bazı kulüplerin ve kişilerin etkisinde kalmayarak en doğru seçenekleri milli takıma dahil etti.

Ve futbolcuları medyaya yem etmedi…

En doğru değişiklikleri yaptı, geçte kalsa.

Saha kenarında duruşu, vücut dili, hareketleri bırakın futbolcuları taraftarı dahi rahatlattı.

Çünkü biliyoruz ki bir süre sonra elini uzatacak ve değişikliklerle bu maçı koparacaktı.

Oyun şablonu, düşünce aralığı geniş bir teknik adamlık potresiydi bu Montella.

İşte her zaman yazdığımız ve savunduğumuz noktaya geldik.

İlla Türk milli takımının başına Türk teknik adam gelmeli diye bir şart yok.

Globalleşen dünya üzerinde başarılı kim varsa o başa geçmelidir.

Futbolcu için de geçerlidir bu.

İlla üç büyük kulüpte oynaması gerekmiyor.

Birinci ligden dahi mükemmel bir futbolcu bulunursa milli takıma çağırmaktan çekinilmemelidir.

Yani artık süper lig de ve milli takımın başına kim başarılıysa onu getirmek futbolun bilimi açısından gereklidir.

GaziantepFK içinde bu geçerlidir, başarılıysa bir Gaziantep’li teknik adamı başa getirebilirsiniz.

Veya başarılı değilse dünyanın herhangi bir yerinden bu işi başaranı başa getirirsiniz.

Futbolcular içinde geçerlidir bu…

Ancak futbolculara hakimiyeti sorgulanır, tanınmamış, kendini kanıtlayamamış, medyayla arası olmayan, futbolcuya kendini sevdirememiş, mazide ki futbolculuğu kariyeri yetersiz, yönetime bağlı ve söz geçiremeyen, saha kenarında duruşu ve kararlarıyla güvensiz, vücut dili yetersiz teknik adamlar her zaman başarısızlığa uğrayacaklardır.

Tüm iyi yönde bu özellikleri taşıyan teknik adamlar

İstediği transferleri de getirebilir ve yönetime de sözü geçer.

Teknik adamlık saha kenarında durmak değildir.

Her türlü dinamikleri harekete geçiren, futbolcuların inandığı ve onun etrafında kümelendiği bir enerji kümesidir.

Teknik adam bir takımı sevgiyle, dostlukla birleştirip teknik analizleriyle yoğuran adamdır.

Saha kenarında karizmasıyla, aldığı kararlarla futbolcular için yan gözle takip ettikleri bir baba gibidir.

Artık günümüz futbolunda, gerek futbolcu gerekse de teknik adamın doğduğu yerin hiç mi hiç önemi yoktur.

Başarı onun kapısını sonuna kadar açar.