Umut Yılmaz, aylar süren bekleyişin ardından nihayet AK Parti’ye katıldı.
Mart ayında “Umut Yılmaz–AK Parti flörtü”nün başladığını ilk yazan gazeteci olarak, sürecin en başından sonuna kadar bildiğim o kadar detay var ki… Satır aralarında zaman zaman küçük mesajlar versem de, büyük fotoğrafı hep geçişin resmileşmesinin sonuna sakladım.
Geçiş resmileştiğine, AK Parti rozeti takıldığına göre, off the record anlatılanları bir kenara bırakıp, kamuoyunun bilmesi gereken önemli detayları bugün yazalım.
Şunu özellikle vurgulamalıyım: Umut Yılmaz’ın geçiş süreci, film senaryolarına taş çıkartacak kadar, adeta her günü, her haftası, her ayı satır satır yazıldı, oynandı ve sonuçlandırıldı.
Eğer ki Umut Yılmaz’ın geçişi bir sinema filmi olsaydı, şu kadarını söyleyeyim: Yönetmen Fatma Şahin, başrolde Umut Yılmaz ve Sermet Atay, yardımcı oyuncu Halil Uğur olurdu. Elbette bu geçişte ciddi katkısı olan farklı isimler de vardı. Hem siyaset dünyasının içinden hem de dışından… Onlar da en az başrol oyuncuları kadar bu filme katkı sundular.
Filmin yönetmeni ise hiç şüphesiz Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’di. 24 yıllık siyasi hayatında elde etmediği başarı kalmayan Şahin, kariyerinin ustalık döneminde bu kez de ustaca bir siyasi geçiş operasyonuna imza attı. Tereyağından kıl çeker gibi, seçimde kaybedilen Şehitkamil’i CHP’den kopardı, Umut Yılmaz’ı AK Partili yaptı. Bunu yaparken süreci öyle iyi yönetti ki; kimseyi incitmedi, kırmadı, karşısına almadı. Adeta nakış gibi işledi.
Şunu hiç unutmuyorum: Umut Yılmaz–AK Parti dedikodusunun çıktığı ilk günlerde Fatma Şahin’i ziyaret etmiştim. “Umut Yılmaz meselesi ne durumda?” diye sorduğumda, bana “Sizden takip ediyorum, hiç bilgim yok” diyecek kadar ser verip sır vermeyen ve senaryosunu gizleyen bir yönetmen edasıyla soruyu geçiştirmişti.
Herkes zannediyor ki, bu operasyon 5–6 aylık bir süreçti ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından gerçekleşti. Kesinlikle hayır. Süreç, aslında 2024’ün Ağustos–Eylül aylarında Şehitkamil Belediyesi’nde iç çekişmelerin başladığı dönemde devreye girdi. Umut Yılmaz’ın kendi partilileriyle çatıştığı günlerde Fatma Şahin, her görüşmede Yılmaz’a “Şehitkamil için ne yapılması gerekiyorsa yaparız. Sen kafanı takma, işine bak, hizmete odaklan” diyerek moral verdi.
Sadece Fatma Şahin değil, yakın ekibi de aynı şekilde Yılmaz’a destek oldu. “Kavga değil hizmet” telkinleriyle birlikte, AK Parti fikri yavaş yavaş Yılmaz’ın zihnine işlendi.
Ne soruşturma, ne yolsuzluk iddiaları, ne de herhangi bir savcılık takibi vardı o günlerde. Ne zaman ki Ekrem İmamoğlu meselesi patlak verdi, işte o dönemde Umut Yılmaz da AK Parti’ye geçme kararını netleştirdi.
Hatırlayın Mart ayını… “Umut Yılmaz AK Parti’ye katılıyor” diye yazarken, siyaset kulislerinde ve medya çevresinde “Hayır, mümkün değil” diyen çoktu. Oysa daha ilk görüşmeler AK Parti Yerel Yönetimler Başkanı Mustafa Demir ile yapılmış, hatta “Geçişi hemen yapmayalım, zamanı yayalım, olayı soğutalım” planı yapılmıştı.
Burada hesaba katılmayan tek şey, CHP’nin muhalefet tarzıydı. Özellikle Meclis Üyesi Ersin Atar’ın agresif ve ısrarlı muhalefeti sürecin soğumasını değil, daha da sıcak kalmasını sağladı. Ancak dikkat çekici olan nokta, CHP içinden Atar’a ciddi bir destek çıkmamasıydı. Bir hafta kala gelen sert çıkış da Genel Başkan Özgür Özel’in talimatı olmasa zaten yapılmayacaktı.
Diğer tarafta ise, AK Parti’nin kendi içinde geçişe engel olmak isteyenler vardı. Hem milletvekilleri, hem il yönetimi, hem de Şehitkamil Belediye Meclisi’nde çoğunluğun bu adıma sıcak bakmaması hatta genel merkeze dosyalar gönderilmesi, süreci zorlaştırdı. Hatta bir dönem, geçişin gerçekleşmeyeceği ciddi ciddi konuşuldu.
Ama işte tam bu noktada Fatma Şahin ve ekibinin soğukkanlılığı devreye girdi. Herkes “Geçiş olmayacak” derken bile onlar, “Sıkıntı yok, süreç devam ediyor. Zamanı bekliyoruz” mesajını vermekten geri durmadı. Ve nitekim, filmi yazanlar kendi senaryolarını sahnelemeyi başardı.
Sonuç
Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki, Umut Yılmaz’ın AK Parti’ye katılımı yalnızca bir transfer değil, Fatma Şahin’in siyasi ustalığının bir göstergesidir. Bu operasyon, hem Gaziantep siyasetine hem de Türkiye’nin yerel siyaset literatürüne “bir Fatma Şahin klasiği” olarak geçti bile.