Futbolda yeni sezon hazırlıkları hız kazanırken, sahada olduğu kadar masa başında da büyük bir mücadele veriliyor. Transfer görüşmeleri, kamp planlamaları, teknik direktör kararları… Tüm bu süreçler, yeni sezona güçlü bir giriş yapmanın en kritik adımları. Elbette ki bu çabaların odak noktasında, şehirlerin sembolü haline gelen futbol kulüpleri yer alıyor. Bizim için ise bu sembol, Gaziantep Futbol Kulübü.
Gaziantep FK, sadece bu şehrin değil, Güneydoğu Anadolu’nun Süper Lig’deki tek temsilcisi. Bu gerçek, takımın sorumluluğunu ve yüklediği anlamı çok daha büyük hale getiriyor. Gaziantep sahaya her çıktığında, sadece kırmızı-siyah formayı değil; bir bölgenin umudunu, heyecanını ve onurunu da taşıyor.
Futbol artık sadece bir spor dalı değil. Bir şehri tanıtan, markalaştıran, dünya vitrinine taşıyan çok önemli bir tanıtım aracı. Bugün dünya devlerinin şehirlerini bilmeyen yoksa, bu başarıda futbolun rolü tartışılmaz. Aynı etki, Gaziantep FK için de geçerli. Bu takım ne kadar başarılı olursa, Gaziantep’in adı o kadar yüksek sesle duyulur.
Bunu yalnızca sportif başarı olarak görmemek lazım. Her galibiyet, her güzel maç; şehrimize daha fazla yatırım, daha fazla turist, daha fazla medya ilgisi demek. Bu nedenle, atılacak her transfer adımı, kurulacak her kadro, yapılacak her teknik hamle sadece futbolu değil, Gaziantep’in geleceğini doğrudan etkiliyor.
Gaziantep FK’nın Süper Lig’de sadece var olması değil, kalıcı olması gerekiyor. Her sezonun başında “düşer mi, kalır mı?” tartışmalarından kurtulup, yukarıya oynayan bir takım imajına kavuşmak bu şehrin hakkıdır.
Gaziantep FK’nın başarısı sadece kulübün değil, tüm Gaziantep’in ve hatta Güneydoğu’nun başarısıdır. Bu takım güçlü olursa, biz daha gür bir sesle var oluruz. O nedenle bugünden atılacak her adım, sadece sahadaki 90 dakikayı değil, koca bir bölgenin onurunu temsil edecek.