Resmi Verilerle Genel Durum
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü’nün 2025 raporlarına göre, Suriyeli girişimcilerin açtığı işletmelerin sayısı son beş yılda düzenli artış gösterdi. Bu işletmelerin önemli bir bölümü gıda, tekstil ve küçük ölçekli ticaret alanlarında faaliyet gösteriyor. TÜSİAD’ın 2025 ekonomi raporunda ise göçmen girişimcilerin kayıtlı ekonomiye dahil olmasının vergi gelirleri ve istihdam açısından olumlu etkiler yarattığı vurgulanıyor.
İstihdam ve Vergi Katkısı
Resmi verilere göre Suriyeli esnafın açtığı işletmeler, özellikle yerel düzeyde istihdam yaratıyor. Küçük ölçekli işletmelerde Türk vatandaşlarının da çalıştığı görülüyor. Bu durum, kayıt dışı istihdamın azaltılması ve vergi tabanının genişletilmesi açısından önem taşıyor. Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü’nün Ocak 2025 bülteninde, yabancı uyruklu esnafın kredi ve teşviklerden sınırlı ölçüde yararlandığı, ancak kayıtlı işletmelerin vergi sistemine katkı sunduğu belirtiliyor.

Rekabet ve Uyum Sorunları
Her ne kadar resmi raporlar ekonomik katkıyı ortaya koysa da, Suriyeli esnafın yoğunlaştığı sektörlerde rekabetin arttığı gözlemleniyor. Özellikle gıda ve tekstil alanında fiyat rekabeti, yerli esnafın kazançlarını etkileyebiliyor. TOBB’un 2025 ekonomik raporunda, bu rekabetin düzenleyici politikalarla dengelenmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca dil ve mevzuat uyumu, Suriyeli esnafın sürdürülebilir işletme modeli geliştirmesinde önemli bir engel olarak öne çıkıyor.
Yerel Ekonomiye Yansımalar
Gaziantep gibi göçmen nüfusunun yoğun olduğu şehirlerde Suriyeli esnafın varlığı, hem ekonomik canlılık hem de sosyal uyum açısından dikkat çekiyor. Resmi veriler, bu işletmelerin yerel ticaret hacmini artırdığını, ancak aynı zamanda düzenleme ve denetim ihtiyacını da yükselttiğini gösteriyor.
Resmi kaynaklar, Suriyeli esnafın Türkiye ekonomisine çift yönlü etki yaptığını ortaya koyuyor: kayıtlı işletmeler aracılığıyla vergi ve istihdam katkısı sağlanırken, rekabet ve uyum sorunları da gündeme geliyor. Uzmanlar, bu sürecin dengelenmesi için daha güçlü entegrasyon politikaları ve yerel destek mekanizmaları gerektiğini vurguluyor.





