Simon, Antepli bir Musevi’siymiş. Simon ’un bir de tazısı varmış. Hayvan genellikle insanlara karşı sakin, sevecen tipli bir köpekmiş.

Simon her sabah köpeği ile birlikte evden çıkar, Antep kazan kendisi kepçe dolaşır dururlarmış. Simon nereye gitse köpeği de onu takip eder, birlikte gezerlermiş.

O yıllarda tazıların sırtları genellikle bir çulla örtülmesine rağmen, Simon cimriliğinden olsa gerek, paraya kıyıp köpeğine bir çul alıp sırtına koyamamış. Bu nedenle de hayvan özellikle kış aylarında karın, yağmurun altında ıslanınca üşür, tir tir titrermiş.

Simon ‘un itinin Antep sokaklarında titreyerek gezmesini görenler onun haline bakar üzülürlermiş.

Antepli günlük hayatın akışı içerisinde, çevrelerinde  gördüğü, özellikle kış aylarında; sırtında giyeceği olmayan, üşüyen insanların  acınası hallerine dikkat çekmek yanında, ortada aylak aylak gezinen tipleri   ifade etmek için; “Simon ‘un iti gibi” benzetmesini yapmaya  başlamışlar.

Bu ifade   halk arasında kabul görmüş. Bazen birinin yoksul,sahipsiz, halini ortaya koymak için, bazen de ortada aylak aylak gezinen, kıçı yer tutmayan, asalak, pejmürde tipleri yermek için sıkça kullanmış, deyim haline gelmiş, bugüne ulaşmıştır.

İbrahim Alisinanoğlu-18.04.2024 Gaziantep Miş Miş