25 Aralık Antep’in düşman işgalinden kurtulduğu şanlı gündür.25 Aralık, Antep halkının bayrağı, vatanı ve namusu için; İngiliz’e, Fransız’a ve onların yardakçısı yerli işbirlikçileri Ermenilere karşı bin gün boyunca; kanıyla, canıyla, malıyla; imanla, inatla, sabırla direnişinin zaferle taçlandığı tarihtir.25 Aralık 1921 den bu yana, tam 99 yıl geçti.Aradan geçen onca yılda harbi bizzat yaşamış, o günlerin acısını iliklerine kadar hissetmiş; gururlu, şerefli, fedakâr insanların hemen hemen hepsi aramızda değiller artık.O gururlu insanlar yaşadıklarını abartmadılar, çektikleri çileyi çok da dillendirmediler.Her biri kahramanlık destanı olan gerçekler, kendileriyle birlikte toprağa gitti.Şimdi biz, dilimiz döndüğünce unutulanları hatırlatmaya, ecdadının yaşadıklarını hissettirmeye çalışıyoruz.Antep harbiyle ilgili elbette çok şey anlatabiliriz.Mesela; Çepeçevre kuşatılan, aylarca üzerine on binlerce top mermisinin yağdırıldığı, harabeye çevrilen bir şehrin insanlarının ölümüne şehirlerini nasıl savunduklarından bahsedebilirseniz.Vatanını korumak için gül bahçesine girercesine toprağa düşen, kefensiz gömülen binlerce şehitten bahsedebilirsiniz.Açlıktan ölüme mahkûm edilen insanların; ölü at, eşek etini, bitki köklerini, ağaç kabuklarını yemek zorunda kaldıklarından…Kundaktaki bebelere verilecek sütü kalmayan anaların çektiği ıstıraptan, aylarca şehrin üzerinden dağılmayan barut karası bulutlardan bahsedebiliniz.Ama yaşanılan acıları sözcüklerin anlatmaya kâfi geleceğini sanmıyorum.Ecdadımızın kutlu direnişini şimdiki nesiller, bir masal gibi dinliyorlar, birkaç dakika sonra da unutup gidiyorlar.Onların bir suçu yok. Kusur bizde… Demek ki biz iyi anlatamıyoruz.O halde yapmamız gereken, düşmanın kat be kat fazla olan silah ve insan gücü karşısında bu şehrin evlatlarının gösterdiği azim ve kararlılığı farklı bir üslupla anlatmaktır.Anlatmak yetmez! Kurtuluşu getiren yolda çekilen acıları sözcüklerden öteye şimdiki nesillerin ruhunda, zihninde hissettirebilmenin çarelerini aramak, vicdanlarında ve ruhlarında karşılık bulmasını sağlamalıyız.İşte buna imkânı sağlayacak bir müze açılıyor. Gaziantep Büyük Şehir Belediyesinin ilk kazmayı 2016 Eylül sonunda vurduğu, Rus ressam Aleksander Samsonov’un çizdiği, her biri ayrı bir sanat eseri olan savaş sahnelerinin canlandırıldığı tabloların yer aldığı müzenin inşası bitti.25 Aralık 2020 tarihinde Antep harbinin hemen her safhasını gözler önüne seren; “Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması ve Müzesi” halkımızın hizmetine sunulacak.Size naçizane tavsiyem, bu müzeye en kısa zamanda gidin, giderken de mutlaka çocuklarınızı götürün.İnanıyorum ki… Müzeye adımınızı attığınız andan itibaren kendinizi farklı bir atmosferde bulacak, Antep harbi ile ilgili pek çok bilginizi tazelemek yanında, ecdadımızın yaşadıklarını sanki kendiniz de yaşıyormuş hissine kapılacaksınız.Muhteşem bir görsel imkân sağlayan bu müze, sözcükleriniz kifayetsiz kaldığı yerde, yaşanan acıları tüm dehşetiyle gözlerinizin önüne serecektir.Bu müze ecdadımızın kutlu savaşında ortaya koydukları insanüstü gayretlerini bir kez daha anlamamıza, iftihar etmemize, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anmamızı sağlayacaktır.Bu Müze Antep harbinde yaşanan gerçekleri gözlerimiz önüne serdiği gibi, millî şuurun gelişmesine, şehrimizi, ülkemizi, insanımızı daha çok sevmemize vesile olurken, şehrimizin de sembolü olacaktır.Bu nedenle, başta Gaziantep büyük Şehir belediye başkanı Sayın Fatma Şahin olmak üzere, müzenin yapılmasına katkı sağlayan herkese, tüm Gaziantepliler adına teşekkürü bir borç biliyoruz.Şehrimiz bir müze daha kazandı. Hayırlı olsun!Antep’in kurtuluş günü hepimize kutlu olsun.