Altında Tarihi Zirve
Altın fiyatları ons bazında 4 bin 420,3 dolara ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. 2024 sonundan bu yana yüzde 68’in üzerinde değer kazanan altın, merkez bankalarının alımları ve Fed’in faiz indirimleriyle desteklendi. Özellikle ABD Merkez Bankasının bu yıl toplamda 75 baz puanlık faiz indirimi yapması, altın fiyatlarını yukarı taşıyan en önemli faktörlerden biri oldu.
Gümüşte Endüstriyel Talep Etkisi
Gümüş, ons başına 69,5 dolar ile rekor kırdı. 2024 sonundan bu yana yüzde 138’in üzerinde yükseliş kaydeden gümüş, yalnızca yatırımcı ilgisiyle değil, aynı zamanda endüstriyel talep sayesinde öne çıktı. Güneş enerjisi, elektronik ve elektrikli araç sektörlerinden gelen yoğun talep, gümüşün fiyat hareketlerinde belirleyici oldu. ABD’nin gümüşü “kritik mineral” listesine alması ve Hindistan’ın emeklilik fonlarına altın ve gümüş ETF yatırımı izni vermesi de talebi artırdı.
Platin ve Paladyumda Çin Faktörü
Platin fiyatları 2 bin 76,6 dolarla Temmuz 2008’den bu yana en yüksek seviyeyi test ederken, paladyum 1.805,5 dolarla Ocak 2023’ten bu yana zirveye çıktı. Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonunun platin ve paladyum için vadeli işlem ve opsiyon kayıtlarını onaylaması, bu ürünlere yönelik talebi artırdı. Ayrıca Güney Afrika’dan gelen zayıf üretim ve madencilik arzındaki daralma fiyatların yükselişinde etkili oldu.
Jeopolitik Riskler ve Politik Etkiler
Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD-Venezuela gerilimi, altın ve gümüşte güvenli liman talebini artırdı. Paladyum fiyatları da Rusya kaynaklı jeopolitik risklerden olumlu etkilendi. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump ile Elon Musk arasındaki sözlü gerilim, elektrikli araçlara yönelik teşviklerin azaltılacağı beklentisini doğurdu. Bu durum, karbon yakıtlı otomobillerde kullanılan platin için talep artışı öngörülerini güçlendirdi.
Altın, gümüş, platin ve paladyumda görülen tarihi yükselişler, küresel ekonomideki belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin yatırımcıları kıymetli metallere yönlendirdiğini ortaya koyuyor. Fed’in faiz politikaları, merkez bankalarının alımları ve endüstriyel talep, önümüzdeki dönemde de fiyat hareketlerinde belirleyici olmaya devam edecek.




