Kamu malı; topyekûn bir milletin ortak menfaat
alanıdır. Hiç kimse bu mallar üzerinde şahsi ve keyfi bir
tasarrufta bulunamaz. Kamu malı; sadece hayatta olanların
değil, henüz doğmamış çocukların, tüyü bitmemiş
yetimlerin, bütün muhtaçların, garip gurebanın da hakkıdır.
Kur’an-ı Kerim’de ‘Gulûl’ olarak isimlendirilen hazine,
kamu, belediye, vakıf 0ve dernek mallarına el uzatmak;
insanı dünyada zillete, ahirette büyük bir azaba sürükleyen
ağır bir vebal, büyük bir günahtır. Nitekim Yüce Rabbimiz "Kim, kamu malına ihanet ederse, kıyamet günü,
hainlik ettiği şeyin günahı, boynuna asılı olarak gelir...”
2
buyurmaktadır.
Hazineye, vakıflara, derneklere, kamu kurum ve
kuruluşlarına ait menkul veya gayrimenkulleri zimmete
geçirmek, işgal etmek ya da vasıflarını değiştirerek gayr-i
meşru kazanç sağlamak ateşten bir korla karnı doldurmaktır.
Bu hususta Rescûl-i Ekrem (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır:
“Hiç kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile
almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde Allah yedi kat
yeri onun boynuna dolar.”3
Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya
ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri
layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bu hususta bizleri
şöyle uyarmaktadır: “Bir kimseyi bir işte görevlendirip
yaptığı işin karşılığı olarak ona bir ücret verdiysek,
onun bu ücret dışında alacağı her şey emanete
hıyanettir.”4
Bir takım kanuni boşluklardan
yararlanıp adeta gayrimenkul mafyası oluşturarak kamunun
ve şahısların malına haksız yere el koymak,
İhtiyacı olmadığı halde sosyal yardım almak,
ailesinden kalan maaşı alabilmek için resmiyette boşanıp
gerçekte birlikte Naylon fatura ile vergi kaçırmak, sahte belgelerle
mal beyanını düşük göstermek haramdır, günahtır. Engelli
muafiyetinden yararlanılarak alınan aracı amacı dışında
kullanmak, vergi imtiyazını istismar edip bunu bir rant
kapısına çevirmek kamu hakkını gasp etmektir, haramdır.
Menfaat elde etmek için rüşvet alıp vermek ise Allah’ın
lanetine müstahak olmaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s); "Allah'ın laneti rüşvet verenin de alanın da üzerine olsun."5 buyurmaktadır.
1 Müslim İman, 182.
2 Âl-i İmrân, 3/161.
3 Müslim, Müsâkât, 141.
4 Ebû Dâvûd, Harâc, fey’ ve imâre, 9,10.
5
İbn Mâce, Ahkâm, 2.
6 Buhârî, Farzu’l Humus, 7.
İbn Mâce, Ahkâm, 2.