Gaziantep’te son yıllarda hızla artan konut inşaatları, tarım arazilerinin geleceğini tartışmaya açtı. Özellikle şehir merkezine yakın bölgelerdeki verimli toprakların yapılaşmaya açılması, hem çiftçileri hem de çevre uzmanlarını endişelendiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ise işlenmeyen arazileri yeniden üretime kazandırmak ve arazi toplulaştırma çalışmalarıyla verimliliği artırmak için harekete geçti.

8 Ekim Gaziantep Vefat Listesi: Kimler Hayatını Kaybetti?
8 Ekim Gaziantep Vefat Listesi: Kimler Hayatını Kaybetti?
İçeriği Görüntüle

Şehir Büyüyor, Toprak Daralıyor
Gaziantep’in nüfus artışı ve göç hareketleriyle birlikte konut ihtiyacı hızla yükseliyor. TOKİ’nin Şahinbey ilçesinde yürüttüğü 4.200 konutluk sosyal konut projesi gibi büyük ölçekli yatırımlar, tarım alanlarına yakın bölgelerde yoğunlaşıyor. Bu durum, özellikle kırsal kuşakta yer alan tarla vasıflı arazilerin imara açılması riskini beraberinde getiriyor.

Tarım Arazileri İçin Koruma Hamlesi
Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025 yılı itibarıyla iki yıl üst üste işlenmeyen tarım arazilerinin devlet eliyle kiralanarak üretime kazandırılacağını duyurdu. Bu kapsamda Gaziantep’te 9 ilçede yapılan saha çalışmalarıyla işlenmeyen araziler tespit edildi. Ancak İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün açıklamasına göre, belirlenen kriterlere uygun tarım arazisi bulunamadı.

Arazi Toplulaştırma ve Sulama Projeleri Devrede
Bakanlık, Türkiye genelinde 456 bin hektarlık alanda arazi toplulaştırma çalışmaları yürütüyor. Bu çalışmalarla parçalanmış küçük tarım parselleri birleştirilerek daha verimli tarım yapılması hedefleniyor. Gaziantep özelinde ise 120 bin hektarlık alanın sulamaya açılması planlanıyor. Bu adımlar, tarımın kentleşme baskısı altında sürdürülebilirliğini korumayı amaçlıyor.

Uzmanlar Uyarıyor: “Planlama Şart”
Ziraat mühendisleri ve şehir plancıları, tarım arazilerinin korunması için imar planlarında daha hassas davranılması gerektiğini vurguluyor. “Konut ihtiyacı elbette önemli ama gıda güvenliği de en az onun kadar stratejik bir mesele. Tarım alanlarını kaybedersek, gelecekte çok daha büyük krizlerle karşılaşabiliriz,” görüşü öne çıkıyor.

Kaynak: Haber Merkezi