CHP lideri Özgür Özel’in, Erdoğan ve Devlet Bahçeli ile görüşmesi hem şaşırtıcı oldu hem de bazı CHP’lilerin ve muhalif çevrelerin tepkisini çekti. Özellikle görüşmenin AKP Genel Merkezi’nde olmasını ve davet sırasında oturma düzenine sert eleştiriler getirdiler.  Ayrıca CHP liderinin bu görüşmeleri gizemli hale getirmesi ve kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapmaması da “işin tuzu biberi” oldu.

Şaşırtıcı olması, Erdoğan’ın yerel seçimler akabinde Özel’i kutlaması ve AKP Genel Merkezi’nde kabul etmesiydi. Zira Erdoğan ile CHP yönetimi arasında uzun yıllardır sert rüzgarlar esmekte ve bu rüzgarlar bazen fırtınaya dönüşmektedir. Bu değişimi, CHP’nin seçim başarısına bağlarsanız, çok yanılırsınız!

Özel’in yandaş medyada pohpohlanmasının ve ön plana çıkarılmak istenmesinin arka planında neler var? Özel hakkında bilinmesi istenilmeyen bir konu üzerinden yeni planlar ve stratejiler mi yapılacak?

 

Partiler arası diyalog ve uzlaşı memleketin yararınadır. Şimdiye kadar olmaması normal değildir. Dünyanın her demokratik ülkesinde cumhurbaşkanları, ülkenin sorunlarını tüm parti liderlerini kabul ederek görüşür ve önerilerini alır. Erdoğan-Özel görüşmesi bu çerçevede değerlendirildiğinde olması gereken bir görüşmedir.

Bir atasözümüz der ki; "Niyet hayır, akıbet hayır…" Bu söz; bir işe başlarken kişinin niyetinin iyi olması halinde, sonucun da iyi olacağını ifade eder. İyi niyetle atılan adımların, olumlu sonuçlar doğuracağına inanılır. Umarım öyle olur! Lakin siyasi mücadeleyi kamplaşma ve gerginlik yaratarak sürdüren “Erdoğan ve Bahçeli tarzı liderlerin mutlaka bir arka planı veya B planı mutlaka vardır.”

Erdoğan ve Bahçeli’nin siyaset tarzı, uzlaşma ve yumuşamaya dayanmadığı... Sert ve öfkeli söylemleri öne çıktığı için; bu görüşmelerden bir sonuç çıkmayacağı, Özel’in bu iki yaşlı kurt siyasetçiden gol yiyeceği algısı oluştu.

“Özel’in devlet ve siyaset yönetiminde yeterince bir deneyimi olmadığı için çekilmek istenen tuzağa düşmesi an meselesi…” Böyle durumlar için söylenen bir söz vardır: “Düğün değil, bayram değil, eniştem beni niye öptü?” 

Erdoğan; "Özgür Efendi “den "Özgür Bey’e nasıl geldi? Özel’in Erdoğan ve Bahçeli ile görüşmelerini; değişim rüzgarları, yumuşama politikası, stratejik hesaplar ve bir diploması dansı olarak değerlendirenler var.

Bir de CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri… "Bu düzenin kurucusu Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir!" Erdoğan’ın yeni politik manevralarının altında yatan hesapları bilmeden yapılan görüşmeler ve verilen taahhütler CHP tabanında ve muhalif cephede hayal kırıklığı ve sıkıntılar yaratabilir.

Kimin haklı olduğunu gelişmeler gösterecek.

 

Erdoğan- Özel görüşmesinde hangi konular ele alındı? Örneğin; demokratik ve kısa bir anayasa mı gündeme gelecek? “Hak-hukuk ve adalet” gibi içi boşaltılmış kavramlara gereken değer mi verilecek? Terörü ve şiddeti övmemek kaydı ile ifade özgürlüğünden veya düşüncelerinden dolayı hapse atılma olayları son mu bulacak?

Kuvvetler ayrılığı yeniden tesis edilerek, CHP’nin de savunduğu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e” geçilerek TBMM’nin etkinliği mi artırılacak? Ya da en önemlisi iktidarın semirttiği zenginler dururken, işçi-memur ve emeklinin ekmeğinin çalınması mı önlenecek?

Sahi, bu görüşme halka ne sağlayacak? En kuvvetli olduğu dönemlerde, elinde her türlü fırsat varken, demokratik ve hukuki açılımları elinin tersi ile itmiş bir iktidar; bu payeyi Özgür Özel’e niye versin? İçerde ve dışarda var olduğu bilinen bu sorunları isteseydi iktidar çoktan çözer, CHP liderine söyleyecek söz bırakmazdı!

Erdoğan ve Bahçeli, otoriteyi ve sert yönetimi seven… Parti içerisinde en ufak bir aykırı fikre fırsat vermeyen…Kendi değiştirdikleri anayasa ve düzenlemelere bile uymayan…Parti devletine doğru gidişi hızlandıran bir anlayışa sahiptir. Bu kumaştan “demokratik ve hukukun üstünlüğünü esas alan” bir elbisesi çıkar mı? Çıkmaz!

Demokrasi ve hukuk amaç değil araç olarak kullanılır.

 

Erdoğan, Türk halkının sosyolojik yapısını iyi bilen ve sürekli çeşitli konularda yaptırdığı anketlerle toplumun nabzını tutan bir liderdir. O da biliyor ki, 2028 seçimlerini veya yapılacak bir erken seçimde iki kez yenildiği Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’na karşı kaybeder.  Zira 31 Mart yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul’u kazanmak için tüm devlet imkanlarını seferber etmiş ama kazanamamıştır. Türk halkı, her zaman güçlünün yanında yer almıyor! Bazen de dayatmalara karşı direncini göstererek, mağdur gördüklerinin yanında yer almayı sevmektedir.

Yandaş medyada Özgür Özel’in manşetlere çıkarılması…Özel’in kurmaylarının, CB adayı olarak Özel’in adını dillendirmeye başlamaları tesadüf olabilir mi? Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nda olduğu gibi yine rakibini kendi mi belirliyor? Acaba Kılıçdaroğlu gibi Özel de benlik duygusuna kapılıp, oyuna gelir mi? Bu soruların cevabını yaşarsak birlikte göreceğiz.

 

 

Aslında Özel, İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı parti içinde "forvet" olarak nitelendirmiş, gelecekte onlardan birinin cumhurbaşkanı adayı olabileceği mesajını vermiştir. Lakin siyasette 24 saat uzun bir süredir.

Özgür Özel bilmez ama Erdoğan Çelik-Çomak oynamayı çok sever.