Çaylak ile Filozof - 2/İnsan Diye Bir Kelime kitabında, okuyucu yine Çaylak (torun) ve Filozof (babaanne) arasında geçen diyaloglar yoluyla düşüncenin ufuklarına doğru yepyeni bir yelken açıyor.

   Özkan Öze serinin bu kitabında "insan" adı verilen canlının yaratılış gayesi ve insan olmanın/olabilmenin gerçek manası üzerinde çocuk okuru tefekkür etmeye çağırıyor.

   Yazar düşünme eyleminin kelimelerle başladığına vurgu yapıyor, sadece yazmak için değil konuşmak, anlaşılmak, konuşulanları anlamak ve derinlikli bir düşünce kabiliyeti için de zengin bir kelime ve kavram havuzuna ihtiyaç duyulduğunun ve aynı zamanda bir insanın kendini tanımasının ve keşfetmesinin de insanın zihnindeki kelime bilgisine bağlı olduğunu dile getiriyor.

   Özkan Öze, kitabın ilerleyen bölümlerinde George Orwell tarafından yazılan 1984 romanına ve Büyük Birader iktidarına gönderme yaparak adı geçen bu siyasal erkin kelimeler yoluyla toplum üzerinde bir tahakküm kurduğunu, yeni bir toplum inşa etmek için kelimeleri yönettiğini ifade ediyor.

   İnsan duygu dünyası ve zihin yapısı bakımından anlaşılması oldukça zor olan kompleks bir varlıktır. Diğer canlılardan çok farklı özellikleri bünyesinde barındıran insan akla, bilince ve özgür iradeye sahip olan tek canlıdır.

   Yazar "insan" kelimesinin üzerinde özellikle ve titizlikle duruyor ve işte tam da bu noktada okuyucunun kendi kendisine "Neden bir insan olarak yaratıldım? İnsanı diğer canlılardan üstün kılan özellikler nelerdir?” gibi sorular sormasını ve bu sorular üzerinde düşünmesini istiyor.

   Dünyayı muhteşem eserlerle dolu olan bir sergi salonuna ve bir sanat galerisine benzeten yazar, bütün bu güzellikleri görebilen bir göze, bu yapıtlardaki ince sanatsal dokunuşları, hassas ölçüleri, akıl almaz sırları anlayabilecek bir akla ve sevebilecek bir kalbe sahip olan "insan" olmasaydı ne olurdu? sorusuyla çocuk okura farklı bir pencere açıyor.

   Kitapta Platon'un mağara alegorisinden bahseden yazar, telefonu ve diğer teknolojik aygıtları bir iletişim aracına değil önünde zincirlere vurulduğumuz ve bunu da bile isteye yaptığımız mağara duvarına ve çağdaş insanı da mağaradaki esirlere benzeterek Platon'un mağara metaforuna özgün bir bakış açısı getiriyor. Kendi benliğini tanıyamamış ve niçin yaratıldığının şuuruna varamamış insanları ağır bir dille eleştiren Özkan Öze, (Filozof) bu düşüncelerini kitapta yer alan bazı tiratlar yoluyla okuyucuya aktarıyor.

   İnsan diğer varlıklardan üstün olan özel bir canlıdır, bu şekilde yaratılmış ve dünyaya gönderilmiştir.

   İnsanların dünyaya gelmeleri ve insan olmaları insana yakışan ve insandan beklenen bir hayat yaşamaları için yeterli değildir.

   İnsan olarak doğmak başka bir şeydir ve insan olmak aslında büyük bir gayret gerektirir. İnsanı bütün canlılardan üstün kılacak özellik yaşadığı hayattır. Buna göre yaşanılan ve yaşanılacak hayat, insan olma bilinç ve sorumluluğuna yakışan bir hayat olmalıdır.

   Eğer insan olmasaydı kâinatta birçok şey eksik kalacaktı. İşte insan da bu eksikliği tamamlamak için yaratılmıştır ve insanın bu konuda göstereceği çaba da kendisini tamamlayacaktır.

   Hiçbirimiz insan olarak yaratılmayı kendimiz seçmedik ama insan gibi yaşamayı ve davranmayı kendimiz seçebiliriz.

   Çaylak ile Filozof - 2/İnsan Diye Bir Kelime, çocuk okurun faydalanacağı oldukça güzel bir kitap.

   Keyifli okumalar dileğiyle...