Hava soğuk… Sokaklar sessiz.
Ufak ufak yağmur çiseliyor.
Birkaç serçe balkonumun kenarına bıraktığım ekmek kırıntılarını yiyorlar.
Bir çocuk ağlaması geliyor uzaklardan…
Ve ben şu pandemi günlerinde yaptıklarımızı hatırlamaya çalışıyorum;.
Evde otura otura en güzel yemekleri…
En kral künefe yapmayı öğrendik.
Çeşit çeşit pasta börek yapmayı…
Yoğurt mayalamayı,
Bayram gelmeden yuvalama, eşkili küfte dökmeyi belledik.
Kapı pencere tamirine, musluk, piriz onarımına,
Eski defterleri karıştırmaya başladık.
Ailemize daha fazla zaman ayırmaya,
Çocuklarımızla daha iyi anlaşmaya,
Unuttuklarımızı hatırlamaya,
Dostlarımızı daha iyi anlamaya başladık.
Saksıdaki çiçeklerle,
Pencereye konan kuşlarla,
Ayla, güneşle, bulutlarla konuşmaya başladık.
Eski resimlere bakmaya, maziyi hatırlamaya,
Hatırladıklarımızla görüşmeye başladık.
Sanal âlemde gezinme, dizi seyretme, internet üzerinden sohbet edip, oyun oynama merakımız arttı.
Çalışmayı, yorulmayı, hiç sevmediğimiz tipleri bile özlemeye başladık.
Belki de önemlisi Yaratanı hatırladık. Daha sık dua etmeye, yüzümüzü ona dönmeye, O’nun merhametine, şefkatine, sığınmaya, şifasını dilemeye başladık.
Bu virüs bize; konuşmayı, umut etmeyi, sabretmeyi, özlemeyi, empati yapmayı, hoşgörü göstermeyi yeniden keşfettirdi…
Çevremizde fark edemediklerimizi görmeye başladık.
Velhasıl Koronavirüs insan olduğumuzu, insanlıktan ne kadar uzaklaştığımızı,
Milyonlar arasında ne kadar yalnız, biçare kaldığımızı hatırlattı bize.
Sözün özü; Biz neymişiz be abi!
Biz ne aciz kullarmışız da haberimiz yok muş be abi !?
İbrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş