Günlük Hayatta Sık Karşılaşılan Sesler
Prof. Dr. Nuray Atasoy, mizofoninin özellikle çiğneme, yutkunma, ağız şapırdatma, kalem tıklatma ve saat tıkırtısı gibi sıradan seslere karşı aşırı duyarlılıkla ortaya çıktığını belirtti. Bu sesler bireylerde kaygı, öfke ve tiksinti gibi yoğun duygusal tepkileri tetikleyebiliyor.
Fiziksel Tepkiler ve Sosyal Zorluklar
Mizofoniye sahip bireyler, bu seslere maruz kaldıklarında terleme, titreme, kızarma ve tansiyon artışı gibi fizyolojik tepkiler gösterebiliyor. Atasoy, bu durumun aile içi çatışmalara yol açabildiğini ve bireylerin sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebildiğini ifade etti. Özellikle aynı masada yemek yeme gibi günlük faaliyetler, bu hassasiyet nedeniyle sürdürülemez hale gelebiliyor.
Ergenlikte Ortaya Çıkabiliyor
Mizofoni genellikle ergenlik çağında fark edilmeye başlanıyor. Hafif ve şiddetli vakalarla sık karşılaşıldığını belirten Atasoy, rahatsızlığın doğuştan da görülebileceğini söyledi. Kadın ve erkeklerde benzer sıklıkta ortaya çıkan mizofoni, yalnızca bireyi değil yakın çevresini de olumsuz etkileyebiliyor.
Tedavi ve Yönetim
Atasoy, hafif vakalarda ilaç tedavisine gerek duyulmadığını, bireylerin zamanla duruma adapte olabildiğini ve dikkatlerini başka yöne vererek sesleri dinlememeyi başarabildiklerini aktardı. Ancak yoğun fizyolojik tepkiler, öfke kontrol sorunları, uyku ve beslenme bozuklukları görülen durumlarda ilaç tedavisinin de etkili olabileceğini belirtti.
Tedavi sürecinde:
• Psikoeğitim
• Bilişsel müdahaleler
• Kaygı ve takıntıya yönelik terapiler uygulanıyor.
Eğitim ve Sosyal Hayata Etkisi
Mizofoni, bireylerin eğitim hayatını da olumsuz etkileyebiliyor. Dikkat dağınıklığı, odaklanma güçlüğü ve kaygı bozukluğu gibi sorunlar nedeniyle akademik başarı düşebiliyor. Atasoy, “Kişinin günlük yaşamını ve iyilik halini bozuyorsa mutlaka yardım istemek lazım. Aksi halde kaygı bozukluğu, depresyon ya da takıntılı durum kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde bozabilir” dedi.
Mizofoni, sıradan seslere karşı aşırı duyarlılıkla ortaya çıkan ve bireyin sosyal, eğitim ve aile yaşamını etkileyebilen bir durum. Profesyonel destek ve uygun tedavi yöntemleriyle bu hassasiyetin yönetilmesi, yaşam kalitesinin korunması açısından büyük önem taşıyor.
