Bazıları bakkalı, mahallede sadece mal alıp satan insan olarak bilir.Ama O öyle değildi.Bakkal bir mahallenin borç defteriydi.Yoksulun borca mal aldığı, parası olduğunda ödediği babasıydı.Bakkal, telefonun olmadığı zamanlarda mahallelinin haberleşme merkeziydi.Bakkal amca; hastaya şifa, dertliye dava, yolcuya harçlıktı.Bakkal; kan bağı olmamasına rağmen akrabadan daha yakın biriydi.Bakkal; okula giden çocuğa kalem, silgi ,defter, cebine koyduğu sakız şekerleme tedarikçisiydi.Mahallede bakkal; ağabeydi, amcaydı, dayıydı, kardeşti, oğuldu…Mahallenin Gencine akıl hocası, yaşlıyı dinletme kapısı…Dertliye moral deposuydu.Ailelerin sırdaşı, mahallenin bekçisi idi OÇekilen çilelerin en yakın tanığıydı.Mahallenin emanetçisiydi.Şimdi ne oldu? …BAKKAL AMCA ÖLDÜ!O ölmedi aslında, ölen bizim insanlığımız, sosyal, kültürel hayatımız.O, gönül defterimizden koparılan bir güzel sayfaydı.Dev AVM ‘lerin gölgesinde solan, sararan, kaybolan bakkal amaca tarihe karıştı artık.Onunla birlikte bir dönemi daha kapatıyoruz.“Yaz deftere, al haftaya “bitti.“Paralar peşin kırmızı meşin ”dönemi başladı.Bakkal amca para nerede? demedi hiçbir zaman.Şimdi paran kadar adamsın. Paran kadar varsın!Artık mahallemiz kimsesiz,Mahallemiz sessiz…Mahallemiz bakkalsız, mahallede tek başımızayız artık.Ben bakkal amcamı ve dükkânını özledim.Ben bakkaldan satın aldığım şekerin, sakızın, ekşinin, tatlının, tuzlunun tadını özledim.Ben kaybettiğimiz çocukluğu, unuttuğumuz o insanlığı özledim vesselam.