Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyet’in 102. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü andı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde böyle bir şeyin haber olmaması gerekirdi. Değil mi?
Ama Ali Erbaş’ın görevde olduğu 8 yıl boyunca yapılmadığı için haber oluyor.
Ali Erbaş’ın görev süresi boyunca Diyanet İşleri Başkanlığı resmi bayramlarda ve 10 Kasım’da Atatürk’ü anmamıştı. (Atatürk ile onun adını aynı cümlede geçirdiğim için üzüntü duyuyorum)
**
Diyanet’in 29 Ekim kutlama mesajında cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ü ve devletimizi yüceltmek için çalışan tüm büyüklerimizi saygı ve minnetle yad etmesi herkesi mutlu etti.
Diyanet İşleri gibi insanların manevi duyguları ile ilgilenen bir kurumun, Atatürk’ü sevenlerin duyarlılığını görmezden gelmemesi gerekiyordu.
Erbaş görevden ayrılır ayrılmaz, bu yanlıştan dönülmesi sevindirici bir gelişme…
**
Diyanet İşleri Başkanlığı, ülkemizin kurucusunun adını zikretmekten niye sakınır? Niye açıklamalarında, hutbelerinde anmamaya çalışır?
Ama öyle değilmiş.
Demek ki Diyanet İşleri Başkanlığı da ülkesi gibi kurumunun da kurucusu olan M.Kemal Atatürk’ü anabiliyormuş.
Bunun yapılması toplumu germediği gibi, sevinçle karşılanıyormuş.
Bu tür duyarlılıkları dikkate almak, birlik beraberliğimizi daha da pekiştiriyormuş.
**
Demek ki sorun Diyanet İşleri Başkanlığı’nda değil, Ali Erbaş’taymış.
Demek ki ülkenin kurucusuna kin ve nefret besleyen Ali Erbaşmış
Demek ki toplumun duyarlılıklarına kulak tıkayan Ali Erbaşmış.
Demek ki “Hoşgörü Dini” olarak tanımlanan dinimizde hoşgörüyü unutan Ali Erbaşmış.
Demek ki Atatürk’ü sevenler ve sevmeyenler diye toplumu ayrıştıranlardan biri de Ali Erbaşmış.
Ne üzücü ki bunların tamamını 8 yıl boyunca, bir din adamı olarak gerçekleştirdi.
**
Madem sanatçısından gazetecisine herkes bu suçtan yargılanabiliyor;
Ali Erbaş da halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılanmalıdır.
Şu dönemde böyle bir şeyin yaşanması mümkün değil, biliyoruz.
Ama şunu da biliyoruz;
Toplum vicdanında bu suçtan çoktan mahkûm oldu.
Bu cumhuriyetin evlatları, Allah’a havale ettiler kendisini…