Stresten uzaklaştık, haftalardır kötü gidiş durdurulamamıştı. Bir galibiyet takım olma yolunda olumlu mesaj vermiş oldu.

İstanbulspor maçı her konuda önemliydi. Beraberlik bile kırmızı çizgiyi geçmek olurdu, olması gereken bir galibiyetti.

Futbol bu, her sonuç olabilirdi ancak teknik kadro ve futbolcularımız İstanbulspor karşısında üç puana odaklandılar. Sadece üç puan değil, moral motivasyona da artısı oldu. Taraftarlar da maç başından sonuna kadar destek olmaları da galibiyette önemli rol oynadı.

İstanbul galibiyeti imanı içinde saha çıktı, oyunu çirkinleştirmedi, gol için ileri çıkıp beraberliğe sığınmadı. İlk yarısı dengeli iki denk takımın mücadelesi şeklinde geçiyordu.

İkinci yarıda Gaziantep FK şartlanlıştı galibiyet istiyordu, rakibe zor anlar yaşatmaya başladı. 74. Dakikada tribünleri coşturacak gol Draguş’un kafasından geliyordu.. Özlemiştik böyle bir sevinç tablosunu, futbolcuların sahadaki sevinç yumağı renkli bir görüntü veriyordu.

Savunmayı düşünmedi ama tedbiri de elden bırakmadı, rakibin baskısını kırınca son dakikada Ajeti’nin golü skoru belirliyordu.

Maç bitmişti ama Kalyon’da ki sevinç tablosu yeni başlamıştı. Furkan’ın sevinç gözyaşları geceye damga vuruyordu, ruh hali patlamıştı. Oyundan alındığı anda bir kısım taraftarın eleştirisine uğrayan Maxim’i Sumudica’nın tribünlere götürüp kırgınlığınıa son verme istediği ve her ikisinin de gözlerini yaşartıyordu.

Geçmişte Muhammet Demir olayı gibi Maxim bu takımın ayrı bir değeri ancak form düşüklüğü yaşadığı bir dönem içinde. Futbolcuların saha içi direnişleri ve Sumudica ile birlikte tribünlere gitmeleri takım ruhunun tekrar sağlanmaya çalışıldığının bir belgesiydi.

Mutlu bir gece olmuştu, hak ederek atılan iki gol ve üç puan…

Sumudica’nın beraberlik devam ettiği sırada hamleleri doğruydu, zaten giren çıkanı aratmıyor takıma katkı sağlıyordu. Alternatif te oluştu. Kazanmaya çok ihtiyacımız vardı.

Tabi bu oyun yeterli mi, değil.. Daha  çok çalışıp oyun olarak üstüne koymamız lazım, İstanbulspor sıradan bir ekip ama diğerleri daha güçlü.