Şehitkamil Belediye Meclisi’nin Temmuz ayı olağan toplantısı, Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Açıkgöz başkanlığında gerçekleştirildi. Genellikle tartışmalı geçen meclis oturumlarının aksine bu kez toplantı sakin geçti. 13 gündem maddesinin görüşüldüğü oturumda birçok madde oy birliğiyle kabul edildi. CHP’li Mehmet Sucu, “Doğru hizmette belediyeye destek olacağız” diyerek mecliste uzlaşı sinyali verirken; Şehitkamil Meclis Üyesi Hasan Çolak, Madımak Katliamı'na atıfla “İnsanlar yandı, yürekler yandı ama hâlâ o ateş içimizde yanıyor” ifadeleriyle Madımak Oteli’ni andı. Şehitkamil meclis üyesi Süleyman Türkmen, Gazze’de yaşananlara sessiz kalınmasını eleştirerek, “Bunu dile getirmemek bir insanlık suçudur” dedi. Şehitkamil Meclis üyesi Songül Yalçın ise gündem maddesindeki imar teklifine ilişkin, “Yeni bir MREF mi yaratılmak isteniyor, yoksa mevcut MREF’le yola devam mı edilecek?” sorusunu yöneltti ve “Refahı birilerine değil, halka ulaştıralım” çağrısında bulundu.

Şehitkamil Meclis (2)-2

Mehmet Sucu: Halka Hizmet Eden Belediyeciliği Savunuyoruz

Mehmet Sucu-3

Toplantıda söz alan CHP Meclisi Başkanvekili Mehmet Sucu, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilçeleri ve halkımızın menfaatleri doğrultusunda hareket etmeye devam edeceğimiz kuşkusuz bir gerçektir. Belediye tarafından sunulan projelerin her birini dikkatle değerlendirmekte ve kamu yararına uygunluk taşıyanları desteklemekteyiz. Ancak bazı kesimlerde Cumhuriyet Halk Partisi projelere toptan hayır diyor gibi söylemler yer almakta, bu gerçeği yansıtmamaktadır.” dedi.

Sucu sözlerine şu ifadelerle devam etti:

“Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, halkın yararına olmayan, şeffaflıktan uzak, katılımcı demokrasiden uzak uygulamalara elbette onay vermeyeceğimizi defalarca ifade ettik. Bu duruşumuz ‘reddetmek’ değil, kamu vicdanını korumaktır. Katıldığımız her meclis toplantısında amacımız ranta değil, halka hizmet eden bir belediyecilik anlayışını savunmak ve hayata geçirmektir. CHP meclis üyeleri olarak, Şehitkamil halkına yararlı olan tüm maddelerin altına imza atacağımızı bildiriyoruz.”

Hasan Çolak: İnsanlar Yandı, Yürekler Yandı

Hasan Çolak

CHP Şehitkamil Meclis Üyesi Hasan Çolak, 2 Temmuz 1993’te yaşanan Madımak Katliamı’na değinerek, “Sivas’ta 33 aydın ve 2 otel görevlisinin diri diri yakıldığı Madımak Oteli’ni değinmek istiyorum. Bu tarih, insanlığın, ilimin, sevginin, hoşgörünün yakıldığı gündür. O insanlar oraya şenlik için gitmişti ama yobazlar bunu sindiremedi. Cuma namazından çıkıp tekbirlerle yürüdüler. Sadece Alevi oldukları, farklı düşündükleri için bu insanlar hedef alındı,” dedi.

Çolak konuşmasına şu sözlerle devam etti:

Çarkları Döndürecek Can Suyuna İhtiyaç Duyuyoruz
Çarkları Döndürecek Can Suyuna İhtiyaç Duyuyoruz
İçeriği Görüntüle

“Otel yakıldı, dışarıdan ‘cehennemde yanıyorlar’ diyen sesler yükseldi. Dönemin başbakanı Tansu Çiller, ‘çok şükür dışarıdakilere bir şey olmadı’ dedi. Devletin suçluyu bulup cezalandırması gerekirdi ama olmadı. Mahkeme Aziz Nesin’i suçlu gösterdi. Suçlular birkaç yıl ceza aldı, sonra milletvekili, belediye başkanı oldular. Alevi kurumları her yıl Madımak’ın utanç müzesi olması için çağrı yapıyor ama hiçbir hükümet kabul etmiyor. Üstüne bir de otelin altına kebapçı açıldı. İnsanlar yandı, yürekler yandı ama hâlâ o ateş içimizde yanıyor. 32 yıl geçti ama acısı dinmedi. O canlara rahmet diliyorum.”

Süleyman Türkmen: Gazze’deki Zulme Sessiz Kalmak İnsanlık Suçudur

Belediye Meclis Üyesi Süleyman Türkmen ise Gazze’de yaşananlara değinerek, “Dünya kamuoyunda on beş günden beri Gazze'de bir işkence var, bir zulüm var. Ve bir Yahudi devleti İran'a saldırıyor. Mezhepçilikten dolayı hiç kimse, bu meclis dahil, kınamıyor. Bu aslında bizim meclisimizin utancı olması lazım. Tüm Müslüman alemine kafa tutarken burada ses çıkarmamak ve bunu dile getirmemek bir insanlık suçudur.” Diye konuştu.

Hasan Çolak: Niyetim Ayrımcılık Yapmak Değil

Konuşmasında “camiden çıkan yobaz insanlar” ifadesi nedeniyle gelen tepkilere açıklık getiren CHP’li Hasan Çolak, şu ifadeleri kullandı:

“Ben ‘camiden çıkan yobaz insanlar’ derken, zaten camiye giden, camiden çıkan insanların hepsini kastetmedim. ‘Yobaz’ olarak ayırttım, bunun içerisinde ayrım yaptım, bunu biliyorum. Bir de geçmişe bakalım. Bizim inancımızda, kültürümüzde cana kıymamak en başta gelir. Ama tarihin hiçbir döneminde hiçbir Alevi, ‘bu Sünni’dir’ diye gidip katletmemiştir. Kapısına çarpı işareti vurmamıştır, ‘gelecekte seninle hesaplaşacağım’ dememiştir. Bu geçmişte yıllardır bize yapıldığı için, 2 Temmuz da onlardan bir tanesi olduğu için söz aldım. Yoksa ayrımcılık yapmak gibi bir niyetim asla yoktu.”

Songül Yalçın: Yeni Bir MRF mi Yaratılmak İsteniyor?

Songül Yalçın

Gündemin altıncı maddesi üzerine söz alan CHP Meclis Üyesi Songül Yalçın, geçmiş dönem uygulamalarını hatırlatarak, “Bu maddeyi okuduğumda aklıma şu soru geldi: Yeni bir MRF mi yaratılmak isteniyor, yoksa mevcut MRF ile yola devam mı edilecek? Şehitkamil ilçemizde bir MRF vakası zaten yaşandı ve bu tek başına yeter de artar. Belediye Başkanı, CHP adayıyken seçim kampanyasını MRP İnşaat ve Rıdvan Fadıloğlu üzerine kurdu. Kat karşılığı verilen arsaların ucuza satıldığını, 580 milyonluk kamu zararı oluştuğunu her mahallede anlattı.” İfadelerine yer verdi.

Yalçın, “Seçildikten sonra da basın açıklamalarıyla bu şirketten duyduğu rahatsızlığı dile getirdi, her ay yapılan ödemelerden yakındı. Ancak kısa süre içinde ilişkiler aynı şekilde devam etti. Hatta düşük rayiç değeriyle belediyeye ait arsalar MRF’ye devredilmek istendi ama muhalefetin baskısıyla bu adımdan geri dönüldü. Sosyal belediyecilik anlayışının olduğu yerde rant düzeni olmaz. Her dönem yeni zenginler yaratılıyor. ‘Bir şirket zengin olsun da halka ne olursa olsun’ anlayışını reddediyoruz.” dedi.

Yetki Tek Kişiye Değil Komisyonda Olsun

Yalçın, Şehitkamil Belediyesi'nin söz konusu arsaların üzerine kendi inşaatını yaparak halka satması gerektiğini belirterek, “Böylece hem ucuz konut sağlanır, hem belediye gelir elde eder, hem de kira fiyatları düşer. Büyükşehir ve Şahinbey Belediyeleri bunu yapıyor. Şehitkamil Belediyesi de bunu yapabilecek bütçeye sahip. Refahı birilerine değil, halka ulaştıralım. Ayrıca konutların satış ve sürecinde yetkinin tek kişide değil, komisyonda olması gerektiğini düşünüyoruz. Komisyon eliyle yürütülen süreç daha şeffaf ve kolektif olur. Diyorsanız ki ‘biz yapamayız, irademizi bir kişiye teslim edelim,’ bu da sizin tercihinizdir.” Şeklinde konuştu.

Yalçın, belediyenin doğrudan inşaat yapmasının zorluğuna ilişkin gelen eleştirilere de yanıt verdi:

“Ben hiç belediyenin inşaat yaptığını duymadım. Kalıpçımız, betoncumuz, beton saatimiz mi var da haberimiz yok? Sonuçta bu işler taşeron firmalarla yapılmak zorunda. Ancak ihaleye kimlerin gireceğini önceden bilmeden, isim zikretmek doğru değil. Bu nedenle meclisin birlikte hareket etmesi önemli, o yüzden konunun komisyonlara havale edilmesini destekliyoruz.”

Kaynak: Fatma Gültekin