Gaziantep, tarih boyunca Anadolu’nun en stratejik ve kültürel açıdan zengin şehirlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Roma döneminde sınır şehri konumunda bulunan Gaziantep, askeri ve ticari açıdan büyük önem taşıyordu. Bölge, hem doğal yapısı hem de stratejik konumu sayesinde tarih boyunca pek çok medeniyetin ilgisini çekmiş, farklı uygarlıkların egemenliği altında kalmıştır. Bugün şehrin tarihi mirası, Gaziantep Kalesi ve Belkıs/Zeugma Antik Kenti gibi yapılarla günümüze taşınmaktadır.
Gaziantep’in Roma Dönemindeki Önemi
1067 yılında Türklerin egemenliğine giren Gaziantep, Anadolu Selçuklu Devleti ve Suriye Selçukluları arasında paylaşılmıştır. 1098 yılında Haçlıların işgaline uğrayan şehir, önce Edessa Kontluğu’na, ardından Maraş Senyörlüğüne bağlanmıştır. 1150 yılında tekrar Anadolu Selçuklu Devleti’ne geçmiştir. Bölge, daha sonra Anadolu Selçukluları ile Suriye’deki Atabeylikler arasında çatışmalara sahne olmuştur. 1258 yılında Moğol istilasına uğrayan şehir, 1260 yılında Memlûklar tarafından Moğollardan geri alınmıştır. XIV. yüzyıl sonlarına kadar Dulkadir Beyliği ile Memlûklar arasında sınır mücadelesi devam etmiştir.
1516 yılında Yavuz Sultan Selim, Gaziantep’i Arap Eyaleti’ne bağlı bir sancak merkezi yapmış, 1531’de ise Maraş Eyaleti’ne (Dulkadir Beylerbeyliği) bağlanmıştır. Osmanlı döneminde birçok idari değişiklik yaşayan şehir, 1918’de Halep’in İngilizler tarafından işgal edilmesiyle bağımsız sancak statüsüne kavuşmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra 1924’te il statüsüne dönüştürülmüş ve sonraki yıllarda ilçeler kurulmuştur.
Gaziantep’in Roma dönemindeki önemi, hem askeri stratejisi hem de kültürel ve ticari değeriyle günümüze kadar ulaşmıştır. Bugün şehirdeki kale, antik kent ve tarihi yerleşim alanları, Gaziantep’in zengin geçmişine ışık tutmaktadır.
Gaziantep'te Roma Döneminden Kalma Miraslar
Gaziantep Kalesi
Gaziantep Kalesi, Roma döneminde kuzeyi doğal kaya ve güneyi höyük olan bir tepe üzerine gözetleme kulesi olarak inşa edilmiştir. Bizans İmparatoru Justinianos döneminde bugünkü görünümünü kazanmıştır. Memluklar, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar döneminde çeşitli onarımlar geçiren kale, anıtsal mimarisiyle varlığını korumaktadır. Roma döneminde sınır şehri olarak önemli bir rol üstlenen Gaziantep, M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kalmıştır. İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte bölge, İslam ordularının akınına uğramış ve Bizans için uç şehir konumuna gelmiştir. Abbasi Halifesi Harun Reşid, 782 yılında bölgeyi fethederek burayı ‘Avasım’ şehirlerinden biri haline getirmiştir.
Belkıs/Zeugma Antik Kenti
Gaziantep’in Nizip ilçesi sınırlarında yer alan Belkıs/Zeugma Antik Kenti, yedi tepe üzerine kurulmuş olup yaklaşık 21 dekarlık bir alanı kapsamaktadır. Strabon, Plinius gibi antik yazarlar kentten bahsetmiş, Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator I tarafından M.Ö. 300’de kurulmuştur. Kentin karşısına eşinin adıyla Apameia adında ikinci bir kent inşa edilmiştir ve bu iki kent bir köprüyle birbirine bağlanmıştır. Kommagene Kralı Mitridates I. Kallinikos’un, Selevkos kralının kızıyla evlenmesi sonrası kent Kommagene krallığına dahil edilmiştir.
M.Ö. 64’te Roma İmparatorluğu’na katılan kent, ismi “Geçit ve Köprü” anlamına gelen Zeugma olarak değiştirilmiştir. Roma döneminde en zengin dönemini yaşayan kent, 256 yılında Sasani Kralı Şapur I tarafından ele geçirilip tahrip edilmiş ve ardından bir depremle zarar görmüştür. 5. ve 6. yüzyıllarda Bizans hakimiyetine giren Zeugma, 7. yüzyılda Arap akınlarıyla terk edilmiştir. 9-12. yüzyıllar arasında İslami yerleşim olarak varlığını sürdüren bölgeye 17. yüzyılda Belkıs köyü kurulmuştur.