Cezalar arttıkça suçun sıklığının azalmadığı konusunda yapılan çalışmaların olduğunu kaydeden uzmanlar, araştırmaların suç ile ceza arasındaki ilişkinin caydırıcı olmadığını gösterdiğini söylüyor. Ramazan ayında beş duyu organının beşinin de haramdan uzak durmak üzere terbiye edildiğini ifade eden Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünden Prof. Dr. Emine Yeniterzi, manevî aylarda suç ve suça eğilimin azalması yönünde beklenti temelsiz olmadığını söyledi. Yeniterzi, geçmiş yıllarda suça eğilimin, Ramazan ayı boyunca yüzde 15 ile 20 arasında düşüş gösterdiğinin bilindiğine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı, Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, manevi aylarda suça yönelimin azalması konusunu değerlendirdi.

“Dayanışma ve sosyal adalet, İslam dininin temel esaslarındandır”

Prof. Dr. Emine Yeniterzi, araştırmaların yoksulluk ile suç oranı arasında doğrusal bir ilişki bulunduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Dayanışma ve sosyal adalet, İslam dininin temel esaslarındandır ve dinimizin manevi kapsayıcılığı içinde sadece belirli aylar ve günler değil geleneğe sinmiş bir devamlılık esastır. Ancak Recep, Şaban ve tüm Müslümanları manevi huzura erdiren Ramazan ayı gerek bireysel gerek toplumsal anlamda farklı dinamikleri ile sosyal yaşamı olumlu yönde etkiler.” dedi.

“Ramazan, rahmet ve mağfiret ayıdır. Ramazan, Kur’an ayıdır”

Ramazan ayına ilişkin de “Ramazan, rahmet ve mağfiret ayıdır. Ramazan, Kur’an ayıdır. Kadir gecesi yılın en faziletli gecesidir. Dolayısıyla bu ay Müslümanlar günlük rutinlerinde Kur’an okumaya daha çok önem verir, her gün mukabeleler yapılır, hatimler indirilir. Ramazan, oruç tutma ayıdır. Temel bir farz olarak Müslümanlar için yılda bir ayın oruçlu geçirilmesi demektir.” diyen Prof. Dr. Emine Yeniterzi, şunları da kaydetti: “Ramazan gecelerinin önemli bir ibadeti de tercihen camilerde cemaatle kılınan teravih namazlarıdır. Ramazan, zekât ayıdır. Ramazan Bayramı’na kadar hali vakti yerinde olanların halk arasında fitre denilen fıtır sadakası vermesi de vaciptir. Dolayısıyla Ramazan özünde hem bireyin iç dünyasında derinleşmesini hem de sosyalleşmeyi destekleyen bir aydır. Ortak sofralarda iftarlar açılır, birlikte namazlar kılınır, Kur’an okunur, iftar sonrası birlikte sohbet edilip sosyal hayat yaşanır. Bu birlikteliğin getirdiği ahenk hem fiziksel hem de manevî anlamda sözlere sığmayan bir değeri yükseltir.”

Manevi aylar ve suç arasındaki etkileşim

Prof. Dr. Emine Yeniterzi, cezalar arttıkça suçun sıklığının azalmadığı konusunda yapılan çalışmaların, suç ile ceza arasındaki ilişkinin caydırıcı olmadığını gösterdiğini ifade ederek, “Elbette suç ve suçlu kavramları bireysel donanımdan uzakta değerlendirilemez. Ancak manevî aylarda suç ve suça eğilimin azalması yönünde beklenti temelsiz değildir. Ramazan ayı bunun en güzel örneğini verir. Geçmiş yıllarda suça eğilimin, Ramazan ayı boyunca yüzde 15 ile 20 arasında düşüş gösterdiği bilinmektedir.”

“Ramazan boyunca en temel ihtiyaçlara erişim kolaylaşır”

Bu düşüşün nedenini iki boyutta ele almak mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Emine Yeniterzi, “Maddi boyut; Ramazan boyunca en temel ihtiyaçlara erişim kolaylaşır. Aş evleri, belediyeler, kamu kurumları, özel sektör sofralar kurar, yemek dağıtır. Sokaklara taşan masalar kurulur. Mahallede aç açıkta kalan, normal bir günde yanından geçmeye korkacağınız bir düşkün ile mahallenin muhtarı aynı sofrada buluşur. En yakın çevreden başlayarak hiç tanımadığınız köylere kadar uzanan yardımlar bu aylarda yapılır. Zekât, komşusu açken kendi tok yatmayan Müslümana en azından yılda bir kez bu fırsatı verir. Fitreler aynı şekilde akmasa da damlar. Çok ufak gözüken maddî bir destek, ihtiyaç sahibi için dev bir yardıma dönüşür. Az çok demeden paylaşımın en fazla yapıldığı ay Ramazan ayıdır. Bereketi, bolluğu içinde saklı bu ayın maddî anlamda da zenginliği getirdiği bilinir.” şeklinde ifade etti.