Amasya Üniversitesi  Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Anabilim Dalı Topluma Hizmet Dersi Kapsamında Öğrt. Görv. Tuncay Demirtaş Rehberliğinde Hazırlanmıştır.I

     Türk Dil Kurumu (TDK) oyunu; yetenek ve zeka geliştirici belli kuralları olan iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence olarak, oyuncağı ise oyun aracı olarak tanımlamaktadır. Tabi oyun ve oyuncak okul öncesi dönemdeki çocuklar için eğlenme zaman doldurma olarak algılanmamalıdır. Çünkü bizler farkında olmasak da oyun, çocuğun sağlıklı gelişimi için temel besin kaynağı olarak kabul edilebilmektedir. Oyun denince ilk akıllara gelen oyuncaklar günümüz teknolojik gelişimine de bağlı olarak pek çok çeşit renk, boya ve farklı şekiller almıştır.

      Oyuncaklar dış dünya ile çocuk arasında köprü görevi gören en iyi araçlardır. Özellikle de okul öncesi yani 0-6 yaş arasındaki çocuklar oyuncaklara daha fazla ilgi göstermişlerdir. Bu zamanda aileler çocuğun büyümesine, gelişmesine ve hazır bulunuşluk durumuna göre onların ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde oyuncaklar seçmesi gerekir. Bunlar rastgele seçilemeyecek kadar önemlidir. Oyuncak seçiminde belli sıralamalar vardır ve bunlar göz ardı edilemez. Öncelikle çocuğun yaşı, cinsiyeti, gelişim seviyesi ve oyuncağın güvenliği göz önünde bulundurulmalıdır. Çok küçük yaştaki çocuklar daha çok tüm duyularına hitap eden oyuncaklardan hoşlanırlar ki bu onların daha tam olarak  gelişmemiş olan duyularını etkileyip bu gelişimi olumlu yönde etkilemiştir. Daha yeni yürüme becerisini kazanan çocuklar değişik şekillerdeki ve büyüklükteki legoları yerleştirme, üst üste ya da yan yana dizme gibi oyunlardan daha fazla keyif aldıkları gözlemlenmiştir. Daha sonraki süreçlerde çocuklar yeni kazanmakta olduğu bilek çevirme yeteneğini kullanıp üstünde daha fazla çalışabilecekleri basit legoları diğer oyuncaklara yeğlemişerdir.(Bolışık,2014)

      Okul öncesi dönemine varan çocuklar ise yaratıcı yönlerini geliştiren materyalleri ve resim yapmayı daha fazla sevdikleri gözlemlenmiştir. Oyuncak seçiminde cinsiyetlerin göz ardı edilmeyen sonuçları vardır. Ebeveynler çocukların cinsiyetlerine göre yani toplumun deyimiyle onlara kız ise ‘kız oyuncakları” erkek ise “erkek oyuncaklarını” vermektedir. Ve bu onları oyun oynama konusunda etkilemektedir. Bu onların aynı zamanda yaratıcılıklarını da sınırlandırma anlamına gelmektedir. Oysa çocuklara kendi istediği oyuncağı seçme fırsatı sunulmalıdır. Bu onların küçük yaşlardan itibaren karar verme ve benlik duygularını geliştirdiği için kişiliklerini olumlu yönde geliştirmektedir. (Bolışık,2014)

    Son olarak değinilecek bir diğer konu ise oyuncağın güvenirliliğidir. Oyuncağın güvenliği çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar vermemesi için oyuncaklar; çocuğun yaşına uygun, üreticisi belli, oyuncağın dış ambalajında oyuncağın işlevi hakkında bilgi veren ve CE (ürünün, insan, hayvan, bitki sağlığı ve güvenliği ile çevreye zarar vermeyeceğini garanti altına aldığı) işareti bulunmalıdır. Oyuncak üretilirken kullanılan malzemenin  çocuğun iyi olma haline zarar vermemelidir. Oyuncaklar kolayca parçalanabilen yani kırılgan olmamalıdır. Oyuncakların sivri uçlarının olmadığına dikkat edilip, yutulabilecek derecede küçük malzemeleri içerenlerinden uzak durulmalıdır Çok küçük çocuklara demirden yapılan oyuncaklar sunulmamalıdır. Oyuncak seçimlerinde hijyenin korunabilmesi için temizlenmesi kolay oyunacaklar tercih edilmelidir.

Kaynakça

BOLIŞIK, Bahire, et al. "Yetişkinlerin çocuklar için oyuncak seçimine yönelik davranışlarının incelenmesi." Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 3.4 (2014): 976-990.