İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık ateşini yüreğinde taşıyan bir destanıdır. Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden dökülen bu muhteşem eser, milletin kalbindeki inanç ve direnişin sembolüdür.

Harfler, adanmışlık ateşiyle yanarak kelimelere, kelimeler ise iki günde Mehmet Akif’in kalemiyle milyonların zihnine kazınan destan dizelerine dönüştü.

Türk milleti, istiklal mücadelesinde kararlı adımlarla ilerlerken, Hakimiyeti Milliye Gazetesi'nde ilanlar verildi. Vatanın kutsallığını ölümsüz kılacak milli marşa olan ihtiyaç, o günlerde 500 lira ödüllü bir yarışmayla gündeme geldi.

"BİR MİLLETİN MARŞI PARA İLE YAZILAMAZ"

Herkes, bu önemli şiirin Mehmet Akif'in elinden çıkacağını beklerken o, "Bir milletin marşı para ile yazılamaz" diyerek bu teklife olumsuz yaklaştı. Para ödülünü reddetme şartıyla, vatan sevgisiyle dolu yüreğiyle Tacettin Dergahı'na kapanıp, omuzlarında bağımsızlık mücadelesinin yüküyle, mum ışığının altında, İstiklal Marşı'nın ilk dizelerini yazdı.

MİLLİ MARŞ'IN KABUL SÜRECİ

1 Mart 1921'de Birinci Meclis, tarihi bir ana tanıklık etti. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey, kürsüde vatan sevgisiyle dolu o satırları okumaya başladı.

Salonda, coşkulu bir alkış fırtınası koptu, büyük bir heyecanla karşılanan şiir, dört kez ayakta alkışlarla dinlendi. 12 Mart 1921'deki oylama sonucunda ise Milli Marş olarak resmen kabul edildi.

Mehmet Akif, verilen para ödülünü reddederek Darül Mesai'ye bağışladı. Safahat adlı kitabında tüm eserlerini toplamasına rağmen, İstiklal Marşı'nı bu kitaba dahil etmedi. Bunun nedenini, "Ben onu milletimin kalbine gömdüm" şeklinde açıkladı.

MEHMET AKİF'İN DİLEĞİ

İstiklal Marşı'nın kabulünden tam 102 yıl geçti. Mehmet Akif'in o günlerden miras kalan yürekten bir dileği vardı:
"Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın."

KONUYLA İLGİLİ FİLM ÖNERİSİ