Tarihi Miras Yeniden Gündemde

Şahin, yaptığı açıklamada Hicaz Demiryolu’nun Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in vizyonuyla 1900-1908 yılları arasında inşa edildiğini hatırlattı. Şam’dan başlayarak Medine’ye uzanan 1.320 kilometrelik hattın, hac yolculuğunu 40 günden 5 güne indirdiğini belirtti. Demiryolunun dini, siyasi ve askeri açıdan dönemin en önemli projelerinden biri olduğuna dikkat çekti.

“Ümmetin Ortak Vicdanı”

Şahin, hattın Halifelik makamının prestijini artırmak, İslam birliğini güçlendirmek ve hac ibadetini daha güvenli hale getirmek amacıyla yapıldığını söyledi. Projenin büyük ölçüde İslam dünyasından gelen bağışlarla finanse edildiğini vurgulayan Şahin, “Hindistan, Mısır, Endonezya ve Balkanlardan gelen yardımlar, Hicaz Demiryolu’nun ümmetin ortak vicdanı olduğunun göstergesidir” ifadelerini kullandı.

Osmanlı mühendisleri ve askerlerinin zorlu çöl şartlarında özveriyle çalıştığını belirten Şahin, hattın 2.666 kâgir köprü, 9 tünel, 96 istasyon, su depoları ve göletlerle desteklendiğini, dönemin ötesinde mühendislik çözümleriyle hayata geçirildiğini aktardı.

Savaşın Gölgesinde Yok Oldu

Dünya Savaşı ve 1916 Arap İsyanı sırasında büyük zarar gören Hicaz Demiryolu’nun kullanılamaz hale geldiğini hatırlatan Şahin, hattın günümüzde Ürdün, Suudi Arabistan ve Suriye’deki bazı bölümlerinin restore edilerek turizme kazandırıldığını söyledi. Demiryolu bugün UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.

Yeni Bekçi Alımları Kapıda
Yeni Bekçi Alımları Kapıda
İçeriği Görüntüle

Türkiye, Suriye ve Ürdün’den Yeni İş Birliği

Şahin, Türkiye, Suriye ve Ürdün ulaştırma bakanlıklarının son teknik toplantılarında önemli kararlar alındığını belirtti. Buna göre:

Suriye’de eksik olan yaklaşık 30 kilometrelik altyapı, Türkiye’nin teknik desteğiyle tamamlanacak.

Ürdün, lokomotiflerin bakım ve işletilmesi için teknik kapasite çalışmalarını yürütecek.

Üç ülke arasında teknik iş birliği, eğitim ve deneyim paylaşımı programlarıyla güçlendirilecek.

Mutabakat Zaptı (MoU) taslağı üzerinde uzlaşı sağlanarak, demiryolu, karayolu ve lojistik ulaştırma koridorlarını kapsayan üçlü teknik çalışma gruplarının kurulması planlandı.

Ekonomik ve Stratejik Katkı

Projenin yalnızca tarihi bir ihya değil, aynı zamanda ekonomik iş birliği ve bölgesel entegrasyon açısından stratejik öneme sahip olduğunu belirten Şahin, Türkiye’nin Akabe Limanı üzerinden Kızıldeniz’e ulaşımının kolaylaşacağını, yeni lojistik koridorların oluşturulacağını söyledi.

“Bu sadece demiryolu değil, bir medeniyetin yeniden ayağa kalkışıdır”

Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hicaz Demiryolu’nun ihyası, ümmetin kesilmiş damarlarını birbirine yeniden bağlayacak. Bu sadece bir demiryolu değil; bir medeniyetin yeniden ayağa kalkışı, İslam dünyasının ortak hafızasının yeniden canlanışıdır. Türkiye’nin Orta Doğu’daki ulaştırma vizyonu, ‘Bir Kuşak Bir Yol’ girişimiyle uyumlu olarak şekilleniyor. Bu hat, hac ve umre ulaşımında da yeni alternatifler sunacaktır.”

Kaynak: Haber Merkezi