Yurdumuzda ve yöremizde halkımız günlük hayatında pek çok yerde; metreye, litreye, teraziye gerek duymadan kendine göre oldukça pratik, doğruluğundan emin olduğu, yüzyıllar öncesinde yaşanmış, sınanmış, ispatlanmış bugüne gelmiş ölçü birimlerikullanır .

Mesela: Köftede sıkım, baklavada dilim, kebapta tike, çorbada kaşık, fıstıkta habbe, üzümde dane, bulgur simitte çimdik, salkımda çirtik, suda yudum, kazanda kepçe, mesafede adım, uzunlukta karış, kalınlıkta parmak, demette bağ, tutam der…

Ayrıca, yerine göre büyüklükleri ve küçüklükleri izah etmek, bunun yanında birilerini yermek veya övmek için de gıdım gıdım, kocaman, irice, fındık kabuğu, bir tas, sinek kadar, kuş kadar, tüy gibi, bir yudum, bir avuç, yumruk gibi, bir dirhem, orman gibi, bir ordu,çertik,çentik,kol, gani gani, bir çuval gibi kelimeler yanında : Bir şimel,bir omuzlama,bir süngüç,bir kulaç,bir koltuk,bir evlek,bir çütlük,ikitiyek arası,bir adam boyu,diz boyu sözcüklerini sıkçakullanır, izah etmek istediğinibu sözcüklerle destekler.

Ne muhteşem bir tarifler değil mi?

Bu kelimeler çok basitmiş gibi gözükse de bu izah şekli insanımızın zekâsı, kültürümüzün zenginliğinden başka bir şey değildir.