Gaziantep’in tarihi dokusunda önemli bir yer tutan Osmanlı dönemi su yapıları, kentin kültürel mirasına ışık tutuyor. Mahalle çeşmeleri ve yer altı kastelleriyle dikkat çeken bu mimari miras, hem günlük yaşamın ihtiyaçlarını karşılamış hem de Gaziantep’in eşsiz kimliğine katkı sağlamıştı.
Gaziantep’in yaşayan mirası: Arasta Çeşmesi
Gaziantep’te Osmanlı döneminden günümüze ulaşan tarihi su yapıları, kentin kültürel dokusunun önemli parçaları arasında yer alıyor. Bu yapılardan biri olan Arasta Çeşmesi, yüzyıllardır mahalle halkının ve esnafın su ihtiyacını karşılıyor. Osmanlı döneminde imkanlar ölçüsünde her mahallede bir çeşme inşa edilmiş, bu yapılar genellikle merkezi noktalara ya da küçük meydanlara konumlandırılmıştı. Kentin altından geçen ve “Livas” adı verilen su yolları sayesinde evlere doğrudan içme ve kullanma suyu ulaştırılırken, özellikle ticaret bölgelerinde nüfus yoğunluğu nedeniyle daha fazla çeşmeye ihtiyaç duyulmuştu.
Bu tarihi örneklerden biri olan Arasta Çeşmesi, Hacı Nasır Camii duvarına bitişik şekilde yer alıyor. Elmacı Pazarı’nın Gaziler Caddesi çıkışında bulunan çeşme, halk arasında “Gaziler Çeşmesi” olarak da biliniyor. Ancak zaman zaman su kaynaklarının kesilmesi nedeniyle geçmişte “19. Kuru Çeşme” adıyla da anılmıştı.
Dünyada Eşsiz Bir Sistem: Kasteller
Gaziantep’in su mimarisinin en dikkat çekici yapılarından biri ise kasteller. Yer altına inşa edilen bu özel su depoları ve dağıtım sistemleri, suyun buharlaşmadan korunmasını ve yaz aylarında dahi serin kalmasını sağlıyordu. Tünel benzeri bu kapalı yapılar sayesinde su, mahallelerdeki çeşmelere ulaştırılıyordu. Dünyada benzeri bulunmayan bu sistem, Osmanlı döneminde de etkin bir şekilde kullanılmış ve kentin su ihtiyacını karşılamada büyük rol oynamıştı. Günümüzde Gaziantep’te korunmuş örnekleri hâlâ inceleniyor ve ziyaretçilere açılıyor.
Kültürel Mirasın Önemi
Osmanlı dönemi çeşme ve kastelleri, yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın da parçası.