Türkiye’nin güneydoğusunda, Suriye sınırına komşu olan Kilis, tarihiyle olduğu kadar zengin mutfak kültürüyle de kedini gösteriyor. Her ne kadar Gaziantep’in gastronomi başkenti olarak öne çıkması, Kilis’in gölgede kalmasına sebep olsa da, bu küçük şehir; cennet çorbası, oruk, kilis tava, lebeniye ve daha pek çok özel yemeğiyle ilgiyi hak ediyor.

Asırlık Tariflerle Yaşayan Kültür


Kilis mutfağı, zeytinyağlılar, baharatlar ve et yemekleriyle oldukça zengin bir çeşitliliğe sahip. Cennet çorbası, adını hem lezzetinden hem de besleyici yapısından alıyor. Kırmızı mercimek, pirinç, yoğurt ve çeşitli baharatlarla hazırlanan bu özel çorba, kış aylarının vazgeçilmez lezzeti .

Fırından Sofraya: Kilis Tava

Kilis denince akla gelen ilk yemeklerden biri de hiç şüphesiz Kilis tava oluyor. Kıyma, soğan, biber, sarımsak ve domatesle hazırlanan bu yemek, taş fırınlarda özel tepsilerde pişiriliyor. Özellikle bayram sabahlarında ailece fırına verilen bu tepsi yemekleri, hem paylaşımın hem de komşuluğun simgesi konumunda yer alıyor.

Fırından Sofraya: Kilis Tava

Kilis denince akla gelen ilk yemeklerden biri de hiç şüphesiz Kilis tava oluyor. Kıyma, soğan, biber, sarımsak ve domatesle hazırlanan bu yemek, taş fırınlarda özel tepsilerde pişiriliyor. Özellikle bayram sabahlarında ailece fırına verilen bu tepsi yemekleri, hem paylaşımın hem de komşuluğun simgesi konumunda yer alıyor.

Kilisli esnaflardan 55 yaşındaki kebapçı Mustafa Öztürk, “Kilis tava bizde sadece bir yemek değil, aileyi bir araya getiren bir gelenektir. Sabah fırına tepsi veren anneler, öğleye doğru fırının önünde sıraya girer. Herkes birbirini tanır, herkesin tepsisinden bir lokma alınır,” diyor.

Mutfağın Sessiz Emekçileri: Kadınlar

Kilis’te mutfağın kalbi kadınların ellerinde atıyor. Özellikle köylerde ve mahallelerde hâlâ ev yapımı yoğurt, tarhana, erişte ve salça üretimi sürüyor. Kadınlar hem ev ekonomisine katkı sağlıyor hem de yerel lezzetleri yaşatıyor.

Ev hanımı Hatice Kaya, “Her sene komşularla toplanır, salça ve tarhana yaparız. Kışın soframızda hep ev yapımı olur. Biz bu geleneği annemizden gördük, şimdi çocuklarımız da öğreniyor,” diyor.

Gastronomi Turizmine Açılan Kapı

Kilis’in lezzetleri, gastronomi turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip. Ancak tanıtım eksikliği, bu zenginliğin geniş kitlelere ulaşmasını engelliyor. Yerel yönetimler ve turizm acenteleri son yıllarda bu konuda adımlar atsa da hâlen istenilen düzeye sahip değil.

Gaziantep’te yaşayan bazı gurme gezginlerin de artık Kilis’e yöneldiği görülüyor. “Kilis’te yemek yediğinizde, sadece damağınız değil, kalbiniz de doyar,” diyen gastronomi yazarı Ayşe Karaca, bölgedeki mutfak çeşitliliğinin UNESCO tarafından da tanınabilecek nitelikte olduğunu Aktrıyor.

Kilis mutfağı, sadece bir beslenme biçimi değil; tarih, dayanışma ve kültürün iç içe geçtiği bir yaşam tarzı sunuyor. Bu eşsiz lezzetler, sadece sofralarda değil, anılarda da yerini alıyor. Kilis’in gizli hazineleri, tanıtıldıkça Türkiye’nin gastronomi haritasında hak ettiği yeri bulabilir.

Editör Hakkında