Yasal Sınırlar Belli, Uygulamada Sorunlar Devam Ediyor
Türk Borçlar Kanunu’na göre kiracının ödemekle yükümlü olduğu giderler açıkça tanımlanmış durumda.
Ancak sahada bazı ev sahiplerinin bu sınırları aşarak, kiracılardan haksız ödeme talebinde bulunduğu görülüyor.
Kiracılar ise bu talepleri sorgulamadan kabul edebiliyor ve uzun vadede ciddi mali kayıplar yaşayabiliyor.
Kiracının Sorumluluğundaki Masraflar
Uzmanlara göre, kiracının yükümlü olduğu başlıca giderler şu şekilde sıralanıyor:
Tüketim faturaları: Elektrik, su, doğalgaz gibi kullanım bazlı faturalar doğrudan kiracının sorumluluğunda.
Hizmet aidatları: Temizlik, güvenlik, kapıcı, sosyal alanların elektriği gibi ortak kullanım hizmetlerine ait aidatlar.
Küçük bakım-onarımlar: Musluk, priz, ampul, duş başlığı gibi sık kullanılan ekipmanların onarımı.
Kullanım kaynaklı hasarlar: Cam kırılması, duvar çizilmesi gibi kiracıdan kaynaklanan zararlar.
Ancak uygulamada bazı ev sahiplerinin bu kapsam dışında kalan büyük masrafları da kiracılara yansıttığı ve bu durumun açıkça yasal ihlal oluşturduğu belirtiliyor.
Ev Sahibinin Karşılaması Gereken Giderler
Kiracının yükümlülüğünde olmayan ve ev sahibi tarafından karşılanması gereken giderler ise şunlardır:
Dış cephe mantolama ve yenileme
Çatı onarımı ve yalıtım çalışmaları
Asansörün komple yenilenmesi
Kalorifer kazanı ve tesisat arızaları
Bina demirbaşlarının değişimi
Ortak alanlardaki büyük ölçekli bakım çalışmaları
Bu kalemlerin kiracıya yansıtılması halinde, ev sahibi hakkında hukuki süreç başlatılabileceği uyarısı yapılıyor.
Aidat Konusunda En Sık Yapılan Hatalar
Aidat ödemelerinde de benzer karışıklıklar yaşanıyor. Kat malikleri kurulu tarafından belirlenen bazı giderlerin hangi tarafa ait olduğu net olarak belirlenmediğinde, anlaşmazlıklar kaçınılmaz oluyor.
Uzmanlar, güvenlik, temizlik ve site içi hizmetlerin kiracıya, jeneratör alımı, dış cephe tadilatı ve asansör yenilemesi gibi büyük kalemlerin ise ev sahibine ait olduğunu hatırlatıyor.
Depozito ve Sözleşme Detayları Kritik Önemde
Ev sahibinin talep ettiği depozitonun geçerli olabilmesi için, bu tutarın kira sözleşmesinde açıkça belirtilmiş olması gerekiyor.
Aynı şekilde, sözleşmede masrafların paylaşımıyla ilgili bir düzenleme yoksa, kiracıdan sonradan istenecek ek ödemeler geçersiz sayılıyor. Hukukçular, her iki tarafın da sözleşme imzalanmadan önce mali yükümlülükleri net şekilde belirlemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Gaziantep Barosu: Sözlü Anlaşmalar Hâlâ Sorun Kaynağı
Gaziantep Barosu’na bağlı avukatlar, son yıllarda kiracı-ev sahibi davalarının önemli oranda arttığını ifade ediyor. Sözlü anlaşmaların hâlâ yaygın olması, kiracıların hak kaybına uğramasına neden oluyor.
Gayrimenkul hukuku uzmanı Av. Emel Yıldırım, “Kiracı yazılı onay vermedikçe, sözleşmede açıkça yer almayan hiçbir ek masraf kendisine yüklenemez. Aidat kalemleri netleştirilmeli, kiracının bilgi ve onayı olmadan işlem yapılmamalı” diyerek uyarıda bulundu.
Fazla Ödenen Masraflar Geri Alınabilir
Uzmanlara göre, kiracılar geçmişte fazladan ödedikleri bazı masrafları belgelemeleri halinde yasal yollardan geri alma hakkına sahip.
Bu noktada ödeme belgelerinin saklanması ve gerektiğinde hukuki destek alınması yeterli görülüyor. Aynı şekilde ev sahiplerinin de talep ettikleri tüm ödemelerde kanuni çerçeveye dikkat etmeleri, aksi halde cezai yaptırımlarla karşılaşabilecekleri belirtiliyor.