Gaziantep, sadece mutfağı ve kültürüyle değil, tarihî semtleriyle de dikkat çeken bir şehir. Özellikle Şehreküstü ve Karagöz semtleri, Osmanlı döneminden günümüze taşınan özgün mimarisi ve kültürel dokusuyla şehrin tarihî kimliğini yansıtıyor.
Bu semtler, modernleşme ve kentsel dönüşümün etkisine rağmen, geçmişten günümüze taşınan mahalle hayatının izlerini hâlâ koruyor.
Geçmişte komşuların birbirini tanıdığı, kapıların açık bırakıldığı ve yardımlaşmanın günlük yaşamın bir parçası olduğu bu mahallelerde, bugünün yaşam koşullarıyla birlikte bazı değişiklikler olsa da tarihi atmosfer hâlâ hissediliyor.
Şehreküstü ve Karagöz Semtlerinin Tarihi Dokusu
Şehreküstü Semti: Şehreküstü, Osmanlı döneminde şehir merkezinin hemen dışında, surların yakınında kurulan bir mahalle olarak biliniyor.
Bu konum, bölgenin hem stratejik hem de ticari açıdan önemli olmasını sağlamış. Osmanlı şehirlerinin genişlemesi ve kalabalıklaşmasıyla birlikte, şehir merkezinde yer bulamayan göçmenler ve yeni gelenler için oluşturulan mahallelere “Şehreküstü” adı verilmiş. Bu isim, “şehre küsmüş” anlamına gelirken, mahallelerin şehrin ana yerleşim alanından uzak ama zamanla şehrin içinde kalması, Gaziantep’in büyüyen dokusunu ortaya koyuyor.
Şehreküstü mahallesi, günümüzde Gaziantep’in kültürel ve sosyal yaşamının hâlâ önemli bir parçası olarak varlığını sürdürüyor. Osmanlı alt kentleşmelerinin mekândaki tezahürü olan bu mahalleler, tarihî sit alanları ve özgün yapı dokusuyla şehrin tarihine ışık tutuyor.
Karagöz Semti: Gaziantep’in en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Karagöz semti, adını 1758 yılında inşa edilen Karagöz Camii’den alıyor.
Cami, Karagözlü isimli bir Türkmen oymasına ait ve bölge halkı için hem dini hem sosyal açıdan önemli bir merkez olmuş. 2007 yılında detaylı bir onarımdan geçen Karagöz Camii, 6 Şubat 2023 depreminde zarar görmüş olsa da, bölgenin tarihî kimliğini temsil etmeye devam ediyor.
Karagöz ve Şehreküstü semtlerindeki Tarihi Antep Evleri, yüksek duvarlar arkasında avluya dönük şekilde inşa edilmiş, iki katlı yapılar olarak öne çıkıyor. Taş malzemelerin yoğun kullanıldığı bu evlerde havara taşı, topak taşı, keymıh, minare kayası, bazalt, beyaz ve kırmızı mermer gibi doğal taşlar kullanılmış. Bu taşlar, hem dayanıklılık sağlıyor hem de iklim koşullarına uygun olarak evlerin yazın serin, kışın sıcak kalmasına olanak tanıyor.
Evlerdeki iç avlu anlayışı, yaşamın büyük bölümünün avlularda geçmesini sağlamış. Zemin katlarda sokağa bakan pencerelerin olmaması, mahremiyetin korunmasına hizmet ederken, avlular “hayat” adı verilen yaşam alanları olarak şekillenmiş. Avluların ortasında genellikle “Ganne” adı verilen havuzlar yer alırken, çiçeklikler ve kuyu gibi yapılar, yaşamı hem fonksiyonel hem de estetik kılıyor.
Şehreküstü ve Karagöz semtleri, Gaziantep’in tarihi ve kültürel mirasını yansıtan değerli alanlar arasında yer alıyor. Modernleşme ve kentsel dönüşüm sürecine rağmen, bu semtler özgün yapısını koruyarak ziyaretçilere geçmişin mahalle kültürünü hissettirmeyi sürdürüyor. Gaziantep’in tarihine ve kültürüne ışık tutan bu bölgeler, hem yerli hem yabancı turistler için keşfedilmeye değer alanlar olarak öne çıkıyor.