Benzin fiyatları yüzde 896, motorin fiyatları ise yüzde 1069 artarak araç sahiplerini ciddi şekilde zorladı.

Günümüzde 200 TL, ortalama bir araç deposunun sadece yüzde 9’unu doldurabiliyor ve kredi kartıyla alınan akaryakıt miktarında da büyük bir düşüş yaşanıyor.

Akaryakıt Fiyatları Rekor Seviyelere Ulaştı

Son yıllarda ekonomik dalgalanmalar ve küresel krizlerin etkisiyle akaryakıt fiyatlarında hızlı artışlar yaşandı. 2018 ve 2021 yıllarındaki döviz dalgalanmaları, 2022’deki Rusya-Ukrayna savaşı ve 2023’te yapılan vergi düzenlemeleri fiyatları rekor seviyelere taşıdı.

2009’da tedavüle giren en büyük banknot olan 200 TL’nin alım gücü ise bu süreçte önemli ölçüde azaldı.

Benzine Yüzde 896, Motorine Yüzde 1069 Zam

Ekonomim’den Özder Şeyda Uyanık’ın haberine göre, 2015 yılında benzinin litre fiyatı 4,25 TL, motorinin ise 3,78 TL iken 2024 Kasım ayında benzin 42,32 TL’ye, motorin ise 44,18 TL’ye yükseldi.

Benzin fiyatındaki artış yüzde 896, motorindeki ise yüzde 1069 olarak kaydedildi. Ortalama 55 litrelik bir aracın deposunu doldurmak, özellikle 2021’den itibaren ciddi bir mali yük haline geldi.

200 TL’nin Alım Gücü Yüzde 90 Azaldı

2015 yılında 200 TL ile bir araç deposunun büyük kısmı doldurulabilirken, 2024 Kasım ayı itibarıyla bu para sadece 4-5 litre yakıt almaya yetiyor. Örneğin, 2015’te 200 TL ile benzinli bir aracın deposunun yüzde 86’sı doldurulabilirken, 2024’te bu oran yüzde 9’a kadar düştü. Motorinli araçlarda ise 200 TL, bir deponun sadece yüzde 8’ini karşılayabiliyor.

Kartlı Harcamalarda da Azalma Görüldü

Banka Kartları ve Kredi Kartları Merkezi (BKM) verilerine göre, akaryakıt harcamalarında işlem başına alınan yakıt miktarı da önemli ölçüde azaldı. 2015’te banka kartıyla yapılan bir işlemde ortalama 13,87 litre benzin alınabilirken, kredi kartıyla bu miktar 38,41 litreydi.

2024 Eylül ayında ise banka kartıyla alınan benzin miktarı 11,42 litreye, kredi kartıyla alınan miktar ise 28,71 litreye düştü.

Bu veriler, 200 TL’nin alım gücündeki düşüşü gözler önüne sererken, akaryakıt fiyatlarındaki artışın hem tüketicileri hem de ekonomiyi ne kadar zorladığını açıkça gösteriyor.