Peygamber efendimizi hayatta iken ve peygamber iken bir an gören, eğer âmâ ise bir an konuşan mü’mine Sahabî denir. Peygamber efendimizi sevenin, onun Ehl-i beytini ve eshâbını, yânî arkadaşlarını da ayırt etmeksizin hepsini sevmesi lâzımdır.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Sırat köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi ve eshâbımı çok sevenlerdir.”
Peygamber efendimiz, eshâbından hiçbirinin sonradan kâfir olmayacağını, yânî Müslümanlıktan çıkmayacağını, hepsinin Cennete gideceklerini haber verdi. Allahü teâlâ, Eshâb-ı kirâmdan râzı olduğunu, onları sevdiğini Kur’ân-ı kerîmde bildiriyor. Allahü teâlânın sıfatları ebedîdir, sonsuzdur. Bu bakımdan Eshâb-ı kirâmdan râzı olması da sonsuzdur.
Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri, Peygamber efendimizin vefâtından önce de, sonra da mürted olmamış, yânî Müslümanlığı bırakmamıştır. Eshâb-ı kirâmdan hiçbiri mürted veya münâfık olmaz. Çünkü Allahü teâlânın bunlardan râzı olması değişmez. Münâfıklardan birkaçının, îmansızlıklarını sonradan açıklamaları, Eshâb-ı kirâmın sonradan mürted olması demek değildir. Eshâb-ı kirâmın tamamı Cennetliktir. Kur’ân-ı kerîmde; “Hepsine hüsnâyı (Cenneti) vadettik.” buyuruluyor. Bunun için bu mübârek insanlardan bahsederken, sıradan bir insandan bahseder gibi konuşmamalıdır! Her zaman edepli, terbiyeli olmalıdır!
Eshâb-ı kirâmın hepsini âdil, sâlih, evliyâ, âlim, müctehid bilmek her Müslümana lâzımdır. Kur’ân-ı kerîmde; “Allah onlardan râzı, onlar da Allahtan râzıdır.” buyuruluyor. Onlardan birini kötülemek, bu âyet-i kerîmelere inanmamak olur. Eshâbına dil uzatanları, Resûlullah efendimiz lânetlemiştir.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
“Allahın, meleklerin ve bütün insanların lâneti, eshâbıma kötü söz söyleyenin üzerine olsun! Kıyâmette Allah, böyle kimselerin farzlarını da, nâfile ibâdetlerini de kabul etmez!”
“Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma sövenler bunlardan müstesnâdır. Onlara kıyâmet halkı da lânet eder.”