Demirci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcılığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı nezdinde gerçekleştirdiği görüşmelerin yanı sıra ilaç sanayi ve depocularla da bir araya geldiklerini söyledi. Sağlık Bakanlığı’ndan da randevu talep ettiklerini belirten Demirci, özellikle ithal ilaçlara erişimde ciddi sıkıntılar yaşandığını vurguladı.

İlaç yokluklarının hem hastaların tedavilerini aksattığını hem de eczacıları çaresizlikle karşı karşıya bıraktığını ifade eden Demirci, “Eczacı enflasyon altında eziliyor. İlaç fiyat politikaları bu belirsizlikle yönetilemez. Bu böyle gitmez” dedi.

İthal ilaçta erişim sorunu derinleşiyor

İlaç fiyatlarının dövize bağlı olarak belirlendiğini hatırlatan Demirci, İlaç Fiyat Kararnamesi kapsamında belirlenen fiyatların en son 24 Ekim 2024’te güncellendiğini belirtti. Buna karşın ülkede yüksek enflasyon koşullarının sürdüğüne dikkat çeken Demirci, “İlaç fiyatları yaklaşık 14 aydır sabit. 2009 yılında uygulamaya alınan ve çeşitli kriterleri referans alan mevcut politikalar, bugün özellikle ithal kökenli ilaçlarda ciddi erişim sorunlarına yol açıyor. Hastaların tedavileri aksıyor, eczacılar ise hastalarla birlikte ilaç yokluklarının çaresizliğini yaşıyor. İnsan sağlığı için kritik önemi olan ilaç hizmeti, belirsizliklerle yönetilemez” ifadelerini kullandı.

Fiyatlandırma modeli değiştirilmeli

Sürdürülebilir bir ilaç hizmeti için mevcut fiyatlandırma sisteminin yeniden ele alınması gerektiğini dile getiren Demirci, eczacıların artan maliyetler karşısında ayakta kalmakta zorlandığını söyledi. Demirci, çözüm önerilerini şu sözlerle sıraladı:

Antep fıstığında son yılların en sert düşüşü
Antep fıstığında son yılların en sert düşüşü
İçeriği Görüntüle

“İlaç fiyatlandırma modeli değiştirilmeli ve ekonomik parametrelere uyumlu, akılcı bir uygulama hayata geçirilmelidir. Fiyatları güncel koşullara göre değerlendirecek, konunun tüm muhataplarının yer aldığı bir kurul oluşturulmalıdır. İlaca ayrılan pay OECD ülkeleri ortalamasına yükseltilmeli, ilaç bulunabilir ve erişilebilir olmalıdır. İlaçta tasarruf, ekonomik gerekçelerle değil; bilimsel ve akılcı yöntemlerle uygulanmalıdır.”

Yeni eczacılık fakültelerine karşı uyarı

Kontenjan planlamasına da değinen Demirci, eczacılık eğitiminde dengenin bozulduğunu ifade etti. Türkiye genelinde yaklaşık 31 bin serbest eczane bulunduğunu, buna karşılık eczacılık fakültelerinde tüm sınıf düzeylerinde toplam 25 bin 524 öğrencinin eğitim gördüğünü aktaran Demirci, yeni fakültelerin açılmaması ve mevcut kontenjanların düşürülmesi yönündeki taleplerini yineledi.

2024 yılında başlatılan kontenjan azaltma politikasını olumlu bir adım olarak değerlendiren Demirci, “2026–2027 öğretim döneminde bu düzenlemenin vakıf üniversitelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi, eczacılık eğitiminde denge ve sürdürülebilirlik açısından kritik önem taşıyor” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi