Gaziantep’te Bilfen Okulları’nın 2025–2026 eğitim öğretim yılı sonunda faaliyetlerini sonlandırma kararına tepkiler büyüyor. Yaklaşık 700 öğrenciyi, 300’e yakın öğretmeni ve yüzlerce veliyi belirsizlikle karşı karşıya bırakan karar; iş dünyası, siyaset, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının sert eleştirilerine neden oldu. Veliler kararın gerekçesinin kira anlaşmazlığı olduğunu iddia ederken, Bilfen yönetimi tarafından “operasyonel nedenler” gösterildi. Ayrıca, veliler ve kamuoyu sürecin şeffaf yürütülmediğini savundu.
Karara ilişkin tepkiler art arda gelirken, farklı kesimlerden isimler yaşanan mağduriyete dikkat çekti. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, eğitim kurumlarının ticari yapılardan ayrılan yönüne vurgu yaparak, “Bir okulun önceliği ve sorumluluğu her şeyden önce öğrencileridir. Eğitim, bir gecede kapatılıp geçilecek bir faaliyet alanı değildir; burada söz konusu olan çocukların emeği, ailelerin güveni ve gençlerin geleceğidir.” derken, CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç ise kararın kabul edilemez olduğunu belirterek, “Eğitim, mali gerekçelerle ani ve plansız kararlarla yönetilemez. Öğrenciyi merkeze almayan hiçbir yaklaşım meşru değildir. Sürecin şeffaflık ve çözüm odaklı bir anlayışla yürütülmesi gerekiyor.” dedi. Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar Baklavacılar ve Kafeteryacılar Esnaf ve Sanatkârları Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci, “Bu karar yalnızca bir okulun kapanması değil; çocuklarımızın psikolojisini, eğitimde sürekliliği ve ailelerin ekonomik planlarını doğrudan etkileyen ciddi bir toplumsal meseledir. Öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri mağdur edilmemelidir.” diye konuştu. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Bülent Yılmaz ise Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, “Özel okullara ruhsat verilirken öğrenci ve çalışanları koruyacak maddi teminatlar alınmalıdır. Binlerce öğrenci bugün müjdeli bir haber bekliyor.” ifadelerini kullandı. Öte yandan iş dünyasından Burkay Güçyetmez de kararın sorumluluk ihlali olduğunu belirterek, “Okul yönetimi ile bina sahibi arasında yaşanan ticari anlaşmazlıkların faturası öğrencilere kesilemez. Eğitim, şirketler arası ihtilafların değil, kamu yararının konusudur.” değerlendirmesinde bulundu.
NE OLMUŞTU?
Gaziantep’te 2019 yılında eğitim faaliyetlerine başlayan Bilfen Gaziantep Okulları, 2025–2026 eğitim öğretim yılı sonunda kentteki tüm kademelerde faaliyetlerini sonlandırma kararı aldığını velilere gönderilen yazıyla duyurdu. Kararın ardından yaklaşık 700 öğrenci, 300’e yakın öğretmen ve yüzlerce veli belirsizlikle karşı karşıya kaldı. Veliler, kararın okulun daha önce ortaklık yaptığı bina sahibi Güvenoğlu firmasıyla yaşanan kira anlaşmazlığı sonrası alındığını öne sürerken, Bilfen yönetimi kapatma gerekçesini “operasyonel nedenler” olarak açıkladı. Güvenoğlu Şirketler Grubu ise yaptığı yazılı açıklamada okulun kapanması ile ilgilerinin olmadığını belirtti.
BİLFEN’İN AÇIKLAMASI
Bilfen tarafından yapılan açıklamada, “Sayın Velimiz; Bilfen Eğitim Kurumları, kuruluşundan bu yana geçen 37 yıllık eğitim yolculuğunda özgün öğretim programları ve yenilikçi yaklaşımıyla oluşturduğu ‘bilen kültürüyle’ binlerce öğrencimizin yaşamına dokunarak onları başarıyla mezun etmiştir. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin sekiz ilinde faaliyet Bilfen Okulları eğitim öğretim hizmetlerini, 2019 yılından bu yana Gaziantep’te de sürdürmektedir. Bu eğitim yolculuğu sürecince öğrencilerimizin yanında olmanın ve yüzlerce öğrencimizin hayatına dokunmanın mutluluğunu, gururunu yaşadık. Ancak yapılan kapsamlı değerlendirme ve analizler sonucunda Bilfen Gaziantep Eğitim Kurumlarının operasyonel nedenlerle 2025-2026 öğretim yılı sonunda eğitim - öğretim faaliyetlerine son verme kararı alınmıştır. Bu sürecin öğrencilerimiz, siz velilerimiz, öğretmenlerimiz ve tüm çalışanlarımız için en sağlıklı şekilde ve en yüksek hassasiyetle temin ederiz. Bilfen Eğitim Kurumları, diğer illerdeki okullarıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerine aynı anlayış ve kararlılıkla devam edecektir. Çocuklarımızın eğitim yolculuğunda yanımızda olduğunuz ve bizlere duyduğuna güven, verdiğiniz destek için teşekkür ederiz” ifadelerine yer verildi.
GÜVENOĞLU’NUN AÇIKLAMASI
Güvenoğlu şirketler grubunun yaptığı yazılı açıklamada, “Kamuoyuna arz olunur. Bilfen Eğitim Kurumları A.Ş., BİLFEN Eğitim Kurumları markası 2019'dan beri Gaziantep ilimizde devam eden faaliyetlerine, operasyonel nedenlerle, son verildiğini kamuoyuna deklare etmiştir. Ne var ki kimi mahalli basında, Güvenoğlu Koleji Özel Eğitim Kurumları A.Ş. ile ilgisi olmayan mesnetsiz haberler yapılmıştır. Bilfen Eğitim Kurumları’nın Gaziantep ilinden çekilmesinin GÜVENOGLU şirketler grubu ile ilgisi bulunmadığı BiLFEN okullarını işleten şirketin açıklaması ile sabittir. GÜVENOGLU şirketler grubu inşa ettiği güven sorumluluğunun farkındadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Güvenoglu Koleji Özel Eğitim Kurumları A.Ş” denildi.
YILDIRIM: ÇÖZÜM ODAKLI YAKLAŞIM SERGİLENMELİ
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım, “Elbette eğitim kurumları da ekonomik sürdürülebilirliği gözeten ticari yapılardır; ancak onları diğer işletmelerden ayıran en temel unsur, taşıdıkları toplumsal sorumluluktur. Bir okulun önceliği ve sorumluluğu her şeyden önce öğrencilerinedir ve bu sorumluluk, finansal gerekçeler ileri sürülerek ani ve plansız kararlarla ortadan kaldırılamaz. Eğitim, bir gecede kapatılıp geçilecek bir faaliyet alanı değildir; burada söz konusu olan yalnızca bir işletme değil, çocukların emeği, ailelerin güveni ve gençlerin geleceğidir. Bu nedenle eğitim kurumlarının, karşılaştıkları zorluklar ne olursa olsun öğrencilerini mağdur etmeyecek bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesi; ilgili kurumun da süreci şeffaflıkla yöneterek öğrenciler, veliler ve kamuoyuyla açık bir iletişim içinde, çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
MERİÇ: EĞİTİM BİR GECEDE KAPATILAMAZ
Eğitimin, mali gerekçelerle ani ve plansız kararlarla yönetilemeyeceğini belirten Meriç, “Elbette eğitim kurumları ekonomik sürdürülebilirliği gözeten yapılardır. Ancak onları diğer işletmelerden ayıran en temel unsur, taşıdıkları toplumsal sorumluluktur. Bir okulun önceliği her koşulda öğrencileridir. Bu sorumluluk, finansal gerekçeler ileri sürülerek ortadan kaldırılamaz.” ifadelerine yer verdi.
ÖĞRENCİYİ YOK SAYAN HİÇBİR KARAR MEŞRU DEĞİLDİR
Alınan kararların doğrudan çocukların ve gençlerin geleceğini etkilediğini söyleyen Meriç, “Burada söz konusu olan yalnızca bir kurumun kapanması değil; çocukların emeği, ailelerin güveni ve gençlerin geleceğidir. Öğrenciyi merkeze almayan hiçbir yaklaşım kabul edilemez.” dedi.
SÜREÇ ÇÖZÜM ODAKLI ANLAYIŞLA YÖNETİLMELİ
Sürecin kamuoyundan gizli yürütülmemesi gerektiğini ifade eden Meriç, eğitim kurumlarının karşılaştıkları zorluklar ne olursa olsun öğrencileri mağdur etmeyecek çözümler üretmek zorunda olduğunu belirtti. Meriç, “Eğitim ticari bir kalem değildir. Bu süreç; şeffaflık, açık iletişim ve çözüm odaklı bir anlayışla yönetilmelidir” ifadelerini kullandı.
KATMERCİ: ÖĞRENCİLER MAĞDUR EDİLMEMELİ
Gaziantep Lokantacılar Kebapçılar Pastacılar Tatlıcılar Baklavacılar ve Kafeteryacılar Esnaf ve Sanatkârları Odası Başkanı Abdulkadir Katmerci, “Gaziantep’te Bilfen Okulları’nın dönem sonunda faaliyetlerini durdurma kararı, yüzlerce öğrencimizi, velilerimizi ve emekçi öğretmenlerimizi derinden üzmüştür. Bu durum yalnızca bir okulun kapanması değildir; çocuklarımızın psikolojik dünyasını, eğitimde sürekliliği ve ailelerimizin ekonomik planlarını doğrudan etkileyen ciddi bir toplumsal meseledir. Eğitim, bir şehrin ve bir ülkenin geleceğidir. Bu süreçte başta öğrencilerimiz olmak üzere, velilerimizin ve eğitim emekçilerimizin mağdur edilmemesi, gerekli tüm tedbirlerin ivedilikle alınması en büyük temennimizdir. Yetkili kurumların süreci şeffaf, çözüm odaklı ve vicdani bir yaklaşımla yönetmesi gerektiğine inanıyor; her zaman olduğu gibi kamu yararının yanında durduğumuzu ifade ediyorum.” dedi.
YILMAZ: BİNLERCE ÖĞRENCİ MÜJDELİ HABER BEKLİYOR
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Bülent Yılmaz, “Bilfen okullarının ‘operasyonel(!)’ nedenlerle Gaziantep’teki okullarını kapatması hakkındaki basın açıklamamız Milli Eğitim Bakanlığı özel okullara ruhsat verirken öğrenci ve okul çalışanlarını koruyacak maddi teminatlar da almalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda neden kafasını kuma gömmektedir? Sayın Cumhurbaşkanımıza başka mağdurlar olmaması için bu konuda çağrıda bulunuyoruz: Binlerce öğrenci müjdeli bir haber bekliyor Sayın Cumhurbaşkanım.” diyerek tepkisini dile getirdi.
EĞİTİM TİCARET DEĞİLDİR
Tüketici Hakları Derneği’nin yapmış olduğu basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: “Gaziantep’te 2019 yılında büyük vaatlerle eğitim faaliyetine başlayan Bilfen Okulları’nın, bugün ‘operasyonel nedenler’ gibi muğlak ve kamuoyunu aldatıcı bir gerekçeyle kentimizdeki faaliyetlerini sonlandırma kararı alması, sadece bir ticari tasfiye değildir; bu, binlerce öğrencinin geleceğiyle oynanmasıdır. Altı yıl boyunca velilerden yüksek kayıt ücretleri toplayan, ailelerin umutlarını ve çocukların hayallerini pazarlayan bir özel okul zinciri, bugün hiçbir gerçek açıklama yapmadan, hiçbir telafi mekanizması sunmadan, “çekip gidiyoruz” deme cüretini gösterebiliyorsa burada sadece kurumun değil, denetim görevini yerine getirmeyen kamunun da ağır sorumluluğu vardır. Soruyoruz: Bu kurum yıllardır nasıl denetlendi? Mali yapısının sürdürülemez olduğu neden bugüne kadar görülmedi? Velilerden alınan peşin kayıt paralarının, eğitim yılını dahi tamamlamadan buharlaşmasına kim göz yumdu? Milli Eğitim Bakanlığı, özel öğretim kurumlarını yalnızca tabela açılışlarında ve ruhsat süreçlerinde mi hatırlamaktadır? Eğitim, serbest piyasanın insafına terk edilecek bir meta değildir. Bir okul kapandığında, kapanan yalnızca bir işletme değildir; öğrencilerin psikolojisi, eğitim bütünlüğü, sınav süreçleri, ailelerin ekonomik dengesi de çökmektedir. Gaziantep Bilfen Okulları örneğinde yaşanan tablo şudur: Binlerce öğrenci bir gecede okulundan edilmiştir. Öğretmenler, emeklerinin karşılığı dahi güvence altına alınmadan ortada kalmıştır. Bu tabloya ‘operasyonel nedenler’ demek, aklımızla alay etmektir. Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şubesi olarak ilan ediyoruz: Bu olay yalnızca Bilfen Okulları’nın değil, Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimsizlik politikasının da iflasıdır. MEB, özel okul açma ve işletme süreçlerini rant odaklı bakıştan çıkarıp, öğrenci ve veli haklarını merkeze alan bir sisteme derhal geçmek zorundadır. Aksi takdirde her yıl başka bir şehirde, başka bir özel okul aynı senaryoyu tekrarlayacak; mağdur olan yine çocuklarımız olacaktır. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı’na açık çağrımızdır: Gaziantep’te mağdur edilen tüm öğrencilerin kamu okullarına veya denk özel kurumlara kayıpları telafi edilerek yerleştirilmesi derhal sağlanmalıdır. Velilerin ödemiş olduğu ücretlerin iadesi için merkezi bir güvence fonu oluşturulmalıdır. Bu okulun faaliyet izni sürecinde ihmali bulunan kamu görevlileri hakkında idari ve hukuki soruşturma başlatılmalıdır. ‘Özel okul kapanır, veliler ne yaparsa yapsın’ anlayışı sona erdirilmelidir. Özel okullara ruhsat verilirken bilançolarına da bakılmalı ve öğrencilerin ve çalışanların hakkını korumak için bağlayıcı parasal teminat alınmalıdır. Gaziantep halkı bu sorumsuzluğu unutmayacaktır. Eğitim ticaret değildir, çocuklarımız bilanço kalemi değildir. Tüketici Hakları Derneği olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Velilerimizi yalnız bırakmayacak, hukuki mücadeleyi örgütleyecek ve sorumlular hesap verene kadar susmayacağız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
GÜÇYETMEZ: FATURA ÖĞRENCİLERE KESİLEMEZ
Burkay Güçyetmez, “Bilfen Gaziantep Okulları’nın kapanma kararı, kabul edilemez bir sorumluluk ihlalidir. Gaziantep’te Bilfen Okulları’nın dönem sonunda faaliyetlerini durdurma kararı alması; yüzlerce öğrenciyi, veliyi emekçi öğretmenleri ve çalışanları derinden etkilemiştir. Bu karar yalnızca bir okulun kapanması değildir; çocuklarımızın psikolojisini, eğitim sürekliliğini ve ailelerin ekonomik planlarını altüst eden ciddi bir toplumsal sorundur. Ülkede eğitim zaten nitelik ve fırsat eşitliği açısından büyük problemlerle karşı karşıyadır. Veliler, çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak için büyük ekonomik fedakârlıklarla özel okullara yönelmektedir. İnsanların bu kadar zor şartlarda ödediği yüksek ücretlerin karşılığı; belirsizlik, ani karar ve mağduriyet olamaz. Okul yönetimi ile müteahhit firma arasında yaşanan kira veya ticari anlaşmazlıkların faturası öğrencilere çıkarılamaz. Bir eğitim kurumunun ticari ilişkileri bozuldu diye kapısına kilit vurması asla kabul edilemez. Eğitim, şirketler arası ihtilafların değil, kamu yararının ve çocukların üstün yararının konusudur. Özel Okul açma ve kapatma keyfî bir ticari faaliyet değildir.Çocuklarımızın eğitimi; kira anlaşmazlığına, ticari çekişmeye, konu edilemez.Her iki muhatapta sorumluluktan kaçamaz.Toplumun en kıymetli varlığı olan çocukları mağdur eden bu yaklaşım kabul edilemez ve sorumsuzcadır. Acilen bu karar tekrar gözden geçirilmelidir.” dedi.





